20. ÇAĞDAŞ VE KLASİK RESİM MÜZAYEDESİ

Metin Akarslan (1939-2019): Sultan Ahmet Sanat Okulu'Nda Okudu. 1955 Yılında Resim Çalışmalarına Hattat Kadri Efendi'Nin Yanında Başladı. 1979 Yılına Kadar Sanatsal Faaliyetlerine Devam Etti. Bu Dönemde Sağlığı Bozulan Sanatçı Bir Süre Çalışmalarına Ara Ver

Kadir Ablak (1974-):1974-Erzurum’Da Doğdu. 1998'De Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’Nü Kazandı. 2001'De Akımsal Sanat Gurubu Nu Kurdu Ve Bir Yıl Süre İle Başkanlığını Yürüttü. 2002'De Erzurum Atatürk Üniversitesi G.S.F. Resim Bölümünden Mezun Oldu. 2004'Te “Rönesans Art Hause Sanat Evi”Ni Hizmete Açtı. Şehir De İlk Olma Özelliği Taşıyan Sanat Evi; Resim, Müzik Tiyatro Alanında Birçok Etkinlik Gerçekleştirdi Ve Bu Alanlarda Onlarca Yetenekli Öğrenciye Akademinin Kapılarını Açtı. İstanbul Adresinde Özel Atölyesinde Sanatsal Çalışmalarına Devam Etmekte Olan Sanatçının Kamu Ve Özel Koleksiyonlarda Eserleri Yer Almaktadır. Bpsd “ Beyoğlu Plastik Sanatlar Derneği” Kurucularından Olup Yönetim Kurulu Başkanlığını Yürütmektedir.

Alev Özas (1977-): 1977 Yılında İStanbul’Da DoğDu. 2002 Yılında Marmara ÜNiversitesi, AtatüRk Eğİtim FaküLtesi, GüZel Sanatlar BöLüMü’Nü Bitirdi. Devrim Erbil AtöLyesinde ÇAlışTı. 4 Kişİsel Sergi GerçEkleşTiren SanatçI ÇEşİtli Karma Sergilere KatılmışTır. YaşAmını Ve ÇAlışMalarını İStanbul’Da SüRdüRmektedir.

Hoca Ali Rıza (1958-1930): Üsküdar'Da Doğdu. Resme Olan İlgisi Kuleli Askeri İdadisi'Nde Okurken Gelişti. 1879'Da Okul Arkadaşlarıyla Birlikte Harbiye Nazırı Edhem Paşa'Ya Harp Okulu'Nda Bir Resim Atölyesi Kurması İçin Dilekçe Verdi. İstekleri Kabul Edildi Ve Osman Nuri Paşa'Nın Himayesinde Hoca Ali Rıza'Nın Atölyede Yaptığı Resimler Sultan Iı. Abdülhamid (1876-1909) Tarafından Beğenildi. Dönemin Ünlü Ressamlarından Süleyman Seyyid'Den Ve Seyyid'İn Hocası Pierre Guès'Den Resim Dersleri De Aldı. 1883 Yılında Harp Okulu'Ndan Mezun Olduktan Sonra Okulda Resim Hocalığı Ve Osman Nuri Paşa'Nın Yardımcısı Olarak Göreve Devam Etti. Bu Sıralarda, Daha İleri Çalışmalar İçin İtalya'Ya Gitmesi Gerektiğine Karar Verildi. Ancak Napoli'Deki Kolera Salgını Onun Ayrılmasına Engel Oldu. Kısa Süre Sonra Ustalık Görevini Alarak Resim Atölyesinin Başına Geçti Ve 1911'De Emekli Olana Kadar Birçok Asker Ressam Yetiştirdi. Ulemâ (Fıkıh Ve Fıkıh Âlimleri) Ve Dârüşşafaka Öksüz Müslüman Çocuklar Mektebinde. Harp Okulu Matbaasında Baş Ressam Oldu. Öğretmenlik Kariyeri Boyunca Karakalem Çizimlerini Taş Baskılara Dönüştürdü, Çoğalttı Ve Öğrenme Yardımı Olarak Öğrencilerine Dağıtmak İçin Albümler Halinde Bastı. Emekli Olduktan Sonra Güzel Sanatlar Akademisi, Çamlıca Kız Lisesi Ve Üsküdar Kız Güzel Sanatlar Okulu'Nda Öğretmenliğe Devam Etti. 1909'Da Kurulan Osmanlı Ressamları Cemiyeti'Nin Kısa Bir Süre Başkanlığını Yaptı Ve Derneğin Gazetesinde Yazılar Yazdı. İlk Kişisel Sergisi, Ölümünden Üç Yıl Sonra Eminönü Halkevi'Nde Açıldı.

Orhan Peker (1927-1978): Lekeci Anlayışla Yaptığı Figuratif Resimleriyle Tanınan Onlar Gurubu Ressamlarından Orhan Peker 1926'Da Trabzon'Da Doğdu. Avusturya Lisesi'Ni Bitirdikten Sonra Güzel Sanatlar Akademisi'Nde Bedri Rahmi Atölyesinde Öğrenim Gördü. Sanatçı, Atölye Arkadaşlarıyla Oluşturduğu Onlar Grubu'Nda 1952'Ye Değin Etkinliklerini Sürdürdü. İlk Kişisel Sergisini 1953'Te İstanbul'Da Cep Tiyatrosunda Gerçekleştirdi Daha Sonra Oskar Kokoschka'Nın Salzburg Yaz Akademisi'Ne Devam Eden Peker Çeşitli Avrupa Ülkelerinde Kaldıktan Sonra Türkiye'Ye Döndü. Turizm Ve Tanıtma Bakanlığı'Nda Grafik İşleri Sorumlusu Olarak Çalışmaya Başlayan Sanatçı, Turizm Yılı Afişiyle Japonya'Da Onur Ödülü Aldı. Çalışmalarını At Başları Üzerinde Yoğunlaştıran Ressam, Figürü Lekeci Bir Anlatımla Çözümleyerek Rengi Öne Çıkaran Resimler Yaptı. "Beyaz Atlar" Resmi İle 1965'Te Devlet Resim Ve Heykel Sergisinde Birincilik Ödülü Aldı Ve Bir Yıl Sonra Da Yılın Ressamı Seçildi. 1970'Te Bayındırlık Bakanlığı'Nın Açtığı Yarışmada Mimar Ragıp Bulaç'La Hazırladığı Proje Birinci Oldu, Aynı Yıl Trt'Nin Düzenlediği Yarışmada "Aşık Veysel" Portresi Başarı Ödülü Kazandı. Kimlik Ve Kişilik Arayışını, Özgün Bir Resim Dili İle Gerçekleştirebileceğine İnanan Sanatçı Bir Dönem Kaldığı Ayvalık'Ta Çeşitli Hayvan Resimlerinin Yanı Sıra Bozkır Manzaraları Üzerinde De Çalıştı. Ölümünden Kısa Süre Önce Yerleştiği İstanbul'Da Güvercin Desenlerinden Oluşan Son Sergisini Bedri Rahmi Galerisi'Nde Metin Eloğlu'Nun Rüzgar Ekmek Kitabında Yer Aldı. Sanatçı Ayrıca Nezihe Meriç'İn Alagün Çocukları Ve Çetin Öner'İn Gülibik Adlı Kitaplarını Da Resimlemişti. Sanatçı 28 Mayıs 1978'Te İstanbul'Da Safrakesesi Kanserinden Öldü.

Ümmet Karaca: 1956 Gürcistan'Da Doğdu. 1978 - 1982 Tiflis Yüksek Ressamlar Okulunda Öğrenim Gördü, Çalışmalarına İstanbul'Da Sürdürüyor. Kişisel Sergiler 1987 Tiflis, Gürcistan 1993 Varol Sanat Galerisi, İstanbul (Kişisel) Tüyap Sanat Fuarı, Varol Sanat Galerisi, İstanbul 1995 Tüyap Sanat Fuarı, Galeri Artist, İstanbul (Kişisel) 1997 Ankara Odtü Mustafa Parlar Galerisi, Ankara (Kişisel) 1998 Teku Sanat Galerisi, Ankara (Kişisel) 1999 Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul (Kişisel) Atatürk Resim Heykel Müzesi, Ankara (Kişisel) 2000 Büyükada Anadolu Kulubü, İstanbul (Kişisel) 2002 Kemer Country, İstanbul (Kişisel) 2004 Akyol Sanat Evi, İstanbul (Kişisel) 2016 Deyim Sanat Galerisi Karma Sergiler Deyim Sanat Galerisi 2012-2020.

Burcu Yavuz: 1979 Karabük Doğumlu Sanatçı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden Mezun Olduktan Sonra Resim Çalışmalarının Yanında Uzun Yıllar Tv’De Kültür Sanat Programlarının Yapımcılığını Ve Sunuculuğunu Yaptı. Bodrum’A Yerleşmesiyle Birlikte Atölyesini Kuran Sanatçı Çalışmalarına Hâlen Burada Devam Etmektedir. Yurt İçi Ve Yurt Dışında Bir Çok Karma Ve Kişisel Sergilerde Yer Almıştır. Paris’Te Bulunan ‘Louvre’ Müzesinin Düzenlediği Dünya Çapındaki Fuarda Bir Çok Kez Ülkemizi Temsil Etmiştir. 2018’De Marsilya’Da Düzenlenen Konsolosluklar Arası “Consul’Art” Da Ve “Cannes Art Fair” De Yine Ülkemizi Temsil Etmiştir. Sanatçı Eserlerinde Yer, Zaman Ve Mekan Algısı Olmaksızın Kozmos’U Resmetmiştir. Bilinmezliği Merak Etmiş, Ona Gelen Mesajlar Doğrultusunda Eserlerini Ortaya Çıkarmıştır. Evrenin Sırlarla Dolu Noktasından Hareketle, Tüm Dinlerde Ortak Birleşen Olan “Araf Zamanı” Onu Çok Etkilemiştir. Ve Yine Zaman Ve Mekanı Asla Bilinemeyen Bu Gizemli Durumu Tuvaline Yansıtmıştır. Konu Olan Bu Durum, Sanatçının Tekniksel Anlamda Gelişimini Şekillendirmiştir. Çok Fazla Teknik Ve Malzeme Zenginliği İle Kendine Has Bir Üslûp Yaratmıştır. Eserleri Yurt İçi Ve Yurt Dışında Birçok Koleksiyona Girmiştir. Sanatçıya Ait 200X200 Ebadında İki Eseri Qatar Çağdaş Sanatlar Müzesinde Sergilenmektedir.

Hüseyin Avni Lifij (1889 - 1927): İkinci Meşrutiyet, Kısa Bir Zaman Aralığını İçermekle Birlikte, Siyasal Ve Toplumsal Açıdan Önemli Değişimleri Beraberinde Getirmiştir. Sosyo- Psikolojik Açıdan Özgürlük Ve Bireyselleşme Eğilimlerinin Daha Önce Olmadığı Kadar Yaygınlaştığı Bu Dönemde, Sanatçı Portresi De Çarpıcı Bir Biçimde Farklılaşmıştır. Bu Farklılaşma; Ağzında Piposu, Elinde İçkisi, Eğri Kravatı, Omzuna Attığı Yırtık Çorabı Ve Gözlerindeki Çapkın Ve Umursamaz Bakışıyla Avni Lifij'İn Oto-Portresinde Bütün Canlılığıyla İzlenebilmektedir. Avni Lifij Ve 1914 Kuşağı'Nın Diğer Sanatçıları, Hem İkinci Meşrutiyet Ruhunu Hem De Egemenliğin Millete Ait Olduğu Cumhuriyet Ruhunu Derin Bir Şekilde Hissetmişlerdir. Oysa, Tebaa Anlayışının Ağır Bastığı Bir Önceki Kuşak Sanatçıları; Giyimleri, Efendilikleri Ve Belli Ki Yaşam Biçimleriyle Çok Daha Ağır Ve Olgun Bir Görünüm Arz Ediyorlardı. Şeker Ahmet Paşa'Nın; Şık Kıyafeti Ve Başında Fesi İle Kendisini Şövale Başında Gösterdiği Portresi, Bize Dönem Farklılıklarının Toplumsal Boyutu Hakkında İpuçları Vermektedir. İki Oto- Portrenin Karşılaştırılması, Teknik Olarak Da Klasik Akademik Bir Anlayıştan, Serbest Ve Hissedilir Fırça Darbeleriyle Işık Kullanımının Ön Plana Çıktığı İzlenimci Bir Tarza Yönelişi İşaret Eder. İkinci Meşrutiyet Yıllarında Saray Çevresinden Olup Sanatçı Kimliğiyle Sivrilen Ve Bizzat Resimleriyle Tanıdığımız Şehzade Abdülmecid Efendi'Nin Desteği, 14 Kuşağı Sanatçıları İçin Bir Şans Olmuştur. Şehzade, 1909 Yılında Kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'Nin Fahri Başkanı Olmuş, Aynı Yıl Avni Lifij'İ Fransa'Ya Resim Öğrenimine Göndermiştir. Avni Lifij, Tıpkı Namık İsmail Gibi, Abdümecid Efendi'Nin Sık Sık Görüşlerine Başvurduğu Bir Ressamdır Ve Her İkisi De Abdülmecid'İn Sanatını Derinden Etkilemişlerdir. Hüsyin Avni Lifij, 1889'Da Göçmen Bir Ailenin Çocuğu Olarak Kavak (Samsun)'Da Doğmuş, Ancak Ailesi Kısa Bir Süre Sonra İstanbul'A Göç Ettiği İçin Bu Şehirde Büyümüştür. Ailesinin, 93 Harbi Döneminde Kafkasya'Nın Kuban Bölgesinden Göç Ettiği Bilinmektedir. Dil Öğrenmeyi Seven Hüseyin Avni, Numune-İ Terakki'De Okurken Resme Olan Yeteneği Keşfedilmiştir. Ayasofya'Da Mimari Çizimler Yapan Henry Proust İle Tanışması, Onun Sanayi- İ Nefise Mektebi'Ne Kaydolmasıyla Sonuçlanacak Sanat Tutkusunun Gelişimine Önemli Katkılar Sağlamıştır. Osman Hamdi Bey, Lifij'İn Resimlerini Şehzadeye Gösterdiğinde Akademi'Ye Başlayalı Henüz Bir Yıl Olmuştu. Bu Olayın Ardından Şehzade Abdülmecid Ona Avrupa Öğrenimi İçin Gerekli Olan Maddi Desteği Vermeyi Kabul Etmiş, Hatta Bunun İçin Lifij'İn Birkaç Çalışmasını Satın Almıştır. Hüseyin Avni Lifij, Paris'Te Hemen Hemen Dönemi İçerisindeki Bütün Sanatçıların Gittiği Cormon Atölyesinde, 1909 Yılından 1912'Ye Dek Çalışmıştır. Yaklaşmakta Olan Birinci Dünya Savaşı'Nın Etkisiyle, Bu Sırada Paris'Te Bulunan Türk Sanatçıların Hepsi Birer Birer Yurda Dönmeye Başlamışlardır. Avni Lifij'İn Döndükten Sonra Bir Süre Öğretmenlik Yaptığı Bilinmektedir. 1914 Yılında Çeşitli Cephelerde Sıcak Savaş Yaşanırken Osmanlı Devleti De Almanya, Avusturya-Macaristan Ve Bulgaristan İle Birlikte İttifak Devletleri Arasındaki Yerini Almıştır. Savaşın Bütün Şiddetiyle Sürdüğü 1917 Yılında, Savaş Konulu Resimler Yapılmak Üzere Abdülmecid Efendi'Nin De Desteğiyle Şişli Atölyesi Kurulmuştur. Burada Üretilen Eserler, Türk Ressamları Tarafından Avrupa'Da Açılmış İlk Sergi Olan 1918 Viyana Sergisi'Nde Yer Almıştır. Hüseyin Avni Lifij, Atölyede Çalışmadığı Halde Sergiye Eserleriyle Katılmıştır.

Salih Zeki: İstanbul'Da Doğdu. Pek Çok Okula Girdi Çıktı. Daha Sonra Askere Gitti Ve 1954 Yılında Askerliğini Bitirip İstanbul'A Döndü. Ticari Yaşama Atıldı. Ajansçılık, Gazetecilik, Fotoğrafçılık Gibi Çeşitli İşler Yaptı. 1960 Yılından Başlayarak Yoğun Bir Biçimde Resim Sanatıyla İlgilenmeye Başladı Ve Şeref Akdik'Ten Resim Dersleri Aldı. Aynı Yıl Fikret Adil'İn Yazdığı Gazete Köşesinde De Haber Verdiği Gibi Kadıköy'De Gençlik Kütüphanesi'Nde Şeref Akdik, Celal Uzmen, Feridun Ertaş, Necdet Kalay, Türkhan Başpınar İle Birlikte Çalışmalarını Sergileme Olanağı Buldu. 1978 Yılından Başlayarak Bir Süre Resim Çalışmalarından Koptu Ve 1983'Te Yeniden Bir Dönüş Yaptı.

Nazmi Çekli (1884-1958): 1909'Da Manastır Harbiyesi'Ni Bitirdi. Üç Yıl Serez İdadisinde Resim Öğretmenliği Yaptı. Birinci Dünya Ve İstiklal Savaşlarına Katıldı. Binbaşılığa Kadar Yükseldiği Askerlik Görevinden 1931'De Emekliye Ayrıldı. 1931-1941 Arasında, İzmir Eşrefpaşa Zührevi Hastalıklar Hastanesinde Mulaj Uzmanı Olarak Çalıştı. İzmir'İn Kurtuluşu Günlerinde, Kazım Karabekir Başkanlığında Yapılan İktisat Kongresi Sırasında Sergilediği Tabloları İlgi Çekti. Atatürk Tarafından Gümüş Madalya İle Ödüllendirildi. Bir Tablosu Beğenilerek Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü İçin Satın Alındı. Asker Ressamlar Derneğinin Yıllık Sergilerine Katıldı. Her Yıl Kişisel Bir Sergi Düzenlemeyi Gelenek Haline Getirdi. Suluboya Ve Yağlıboya Türünde, Daha Çok Manzara Konularını İçeren Resimleri, İzlenimci Tekniğe Yakındır.

Hikmet Onat (1882-1977): Babası, Deniz Binbaşısı Kanlıcalı Murat Bey’Dir. Babasının İsteği Üzerine Heybeliada Bahriye Mektebi'Ne Girdi, 1905'De Bitirdi. Bir Süre Güverte Subayı Olarak Görev Yaptı. Ruhi Arel İle Birlikte Sanayi-İ Nefise Mekteb-İ Âlisi'Nde Resim Derslerine Devam Etti, Aynı Zamanda Bahriye Fotoğrafçısı Ali Sami Beyin Yanında Çalıştı Ve 1905'De Okula Girdi. Açılan Avrupa Sınavını Kazanarak 1910'Da Paris'E Gitti. Cormon'Un Atölyesinde Çalıştı. 1. Dünya Savaşı'Nın Başlamasıyla Yurda Döndü. Mekteb-İ Sultani (Galatasaray Lisesi) Resim Öğretmenliği Yaptı. Müdür Halil Ethem'İn İsteği Üzerine Sanayi-İ Nefise Mektebi'Ne Geçti, Varnia Zarzecki'Nin Yerine Hazırlık Sınıfı Hocalığına Atandı, Daha Sonra Atölye Şefliğine Geçti. 1939'Da Chp'Nin Düzenlediği Yurt Gezileri Kapsamında Bursa'Ya Gitti, L Mayıs 1949'Da, 65 Yaşında Emekli Oluncaya Dek Bu Kurumda Hocalık Yaptı. 1914-1918 Yılları Arasında Harbiye Nazırı Enver Paşa'Nın Desteklediği Şişli Atölyesi'Nde Diğer 1914 Kuşağı Sanatçıları Gibi Savaş, Asker Vb. Konularda Resimler Yaptı. 1908'De Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'Nin Ve Güzel Sanatlar Birliği'Nin Kurucuları Arasında Yer Aldı Ve Sergilerine Katıldı. Devlet Resim Ve Heykel Sergilerinde Yapıtları Yer Aldı, 1973 Ve 1974'De Ödül Aldı. İlk Kişisel Sergisini 1977'De Gerçekleştirdi. Onat, Akademik/İzlenimci Geleneğe Bağlı Kaldı. Akademik, Klasik Dönem Sonrasında Gözlem Ön Plana Çıktı, Doğa Gönüllüleri İle Birlikte Figürlü Kompozisyonlara Yöneldi. Özellikle Cumhuriyet'İn İlk Yıllarında Ulusal Duygulan Yansıtan Konulara Önem Verdi. Resimlerinde, Gün Işığının İzleri Açıklı Koyulu Renk Tuşlarıyla Belirir, İstanbul'Un Çeşitli Görüntülerinin, Özellikle Kıyılar, Mavnalar, Suyun Yansımaları, Çırpıntıları Gibi Doğa Deniz İlişkisinin Ön Planda Olduğu Manzaralarında Kalın Bir Boya Katmanı İle Oluşturulmuş Tuşlamalar Göze Çarpar. Yakın Plan Çalışmalarına, İnce Bir Doğa Gözlemi Ve Sevgisi Yansır. Kanlıca, Bebek, Haliç, Çengelköy, Üsküdar, Kabataş Gibi İstanbul'Un Çeşitli Yörelerinden Gerçekleştirdiği Manzaralarında İstanbul Sevgisini Öne Çıkartır. Gerçekçi Resimler Yapma İsteğine Karşın Yaşamın Katı Yanlarını Göstermek İstemedi. Neşeli, Sevinç Dolu, Parlak Manzaralara Yöneldi, İzlenimci Olmadığını Vurgulamasına Karşın, Açık Havada Resimler Yaptı, İzlenimci Palete Bağlı Kaldı.

İstanbul’Da 1937 Yılında Doğan Sarafyan Yüksek Mimar Harutyun Sarafyan’In Oğludur. Babası Ve Büyükbabası Da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’Nden Mezundur. Henüz Çocuk Denecek Yaşta, Desenlere Karşı Büyük İlgi Duyduğu İçin Ressamlığa Ve Heykelciliğe Yönelmiştir. Hintliyan İlköğretim Okulu Ve Getronagan Lisesi’Nden Mezun Olduktan Sonra, 1961 Yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Dekoratörlük Dalında İhtisas Elde Etmiştir.

Kiomars Harpa
 1957 Tahran, İran

 EĞİTİM VE ÖĞRETİM DENEYİMİ:
15 yaşında resim yapmaya başladı ve 26 yaşında Tahran'da resim eğitimi almaya başladı. 1991 yılında rahmetli Iradj Zendi'nin danışmanlığında tezini savundu ve bu kez üniversiteye öğretim üyesi olarak katılarak yolunu açtı. 1992'den bugüne kadar sürekli olarak güvenilir üniversitelerde sanat eğitimi verme konusunda 30 yıldan fazla deneyime sahiptir. Birkaç Tahran Müzayedesine katılım

 KİŞİSEL SERGİLER:
 Sergilerinden bazıları,
 2020 Saye sanat galerisi
 2018 Sareban sanat galerisi
 2019 Sareban sanat galerisi,…

 ANA JÜRİLİ VE KARMA SERGİLER :
 Kasıtlı bir izolasyon sürecinin ardından 2019 yılında “Renkli Anılar” sergisini açtı. O zamandan beri beş karma sergiye katıldı ve eserleri izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı.

Kiomars Harpa
 1957 Tahran, İran

 EĞİTİM VE ÖĞRETİM DENEYİMİ:
15 yaşında resim yapmaya başladı ve 26 yaşında Tahran'da resim eğitimi almaya başladı. 1991 yılında rahmetli Iradj Zendi'nin danışmanlığında tezini savundu ve bu kez üniversiteye öğretim üyesi olarak katılarak yolunu açtı. 1992'den bugüne kadar sürekli olarak güvenilir üniversitelerde sanat eğitimi verme konusunda 30 yıldan fazla deneyime sahiptir. Birkaç Tahran Müzayedesine katılım

 KİŞİSEL SERGİLER:
 Sergilerinden bazıları,
 2020 Saye sanat galerisi
 2018 Sareban sanat galerisi
 2019 Sareban sanat galerisi,…

 ANA JÜRİLİ VE KARMA SERGİLER :
 Kasıtlı bir izolasyon sürecinin ardından 2019 yılında “Renkli Anılar” sergisini açtı. O zamandan beri beş karma sergiye katıldı ve eserleri izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı.

Nuri Battal Sanatsal Yaklaşımını; Objeye Bağlı Olmadan, Soyut Bir Şekilde Evrendeki Kaosun Bir Düzen İçinde Lirik Geometrik Olarak Tanımlayabiliriz. Figürlü Resimlerinde Bile Yine Soyutlaştırarak Yaşamın Karmaşasının Evrensel Tınılarla Bir Düzen İçinde Olduğunu Rekonstrüktif Bir Anlatım İle Tarifler. Soyut Çalışmalarında Işık, Simetri, Perspektif, Oran, Form, Gibi Temel Resim Öğretilerini Reddederek Yaşam Enerjisini, Heyecan Ve İçsel Duygusallığı, Sonsuz Mutluluk Ve Hüzünü Aynı Anda En Primitif Ve Sade Anlatımlarla Rekonstrükte Ederek İzleyicisine Sunar.

İbrahim Safi (1898 - 1983): Ozan Olan Babasını Üç Yaşındayken Yitirdi. Küçük Yaşta Resim Yapmaya Başladı. On Yaşında, Annesinin Portresini Çizdi. Erivan Lisesi'Nde Öğrenimini Sürdürürken Resim Öğretmeni Kolzska Ve Resim Eğitimi Görmüş Akrabalarıyla Çalıştı. Moskova Güzel Sanatlar Akademisi'Ne Girebilmek İçin 1913'De Bir Yıl Özel Hazırlık Okuluna Devam Etti. Rus Ressamı Repin'Den Etkilendi. İlk Çalışmaları Onun Etkilerini Taşır. 1. Dünya Savaşı'Nın Başlamasıyla Öğrenimi Yarıda Kaldı. 1917 Ekim Devrimi'Nden Sonra Kafkasya'Da Savaşan Orduyla Türkiye'Ye Geldi. 1918'De Ailesiyle Birlikte İstanbul'A Yerleşti. Sanayi-İ Nefise Mekteb-İ Âlisi'Ne Girdi, Namık İsmail Atölyesinde Çalıştı. 1923'De Mezun Oldu. Namık İsmail'İn Yanındaki Çalışmalarını 1930'A Kadar Sürdürdü. 1924-1925 Yıllarında Atatürk Portreleri Çizdi. İlk Sergisini 1946'Da İstanbul'Da Gerçekleştirdi. Güzel Sanatlar Birliği Sergilerine, Çeşitli Karma Sergilere Katıldı. 1955'Ten Sonra İsviçre, Münih, Köln, Frankfurt, Bonn, Viyana, Roma, Paris, Marsilya, Atina Olmak Üzere Yurtdışında 10 Yıl Süreyle Araştırmalar Yaptı, Sergiler Düzenledi. Çok Üreten Bir Sanatçı Olarak Tanındı. 1983'De İstanbul Odakule'De Düzenlenen 100. Sergisinin Açılışından Bir Gün Sonra Öldü. Ölümünden Kısa Bir Süre Sonra Aynı Yerde Adına Bir Retrospektif Sergi Düzenlendi. Yaşamını Resim Yaparak Kazanan Safî, Yetenekli Gençlere Öğretmenlik Yaptı. Naci Kalmukoğlu İle Birlikte Resimler Gerçekleştirdi. Klasik Ve Gerçekçi Çizgilerle İzlenimci Duyarlığı Birleştirdi. Resimlerinde Renkçi Bir Anlayışla, İşlek Fırça Vuruşları Kullandı. Çallı Kuşağının Portre Ölü Doğa Ve Manzara Geleneğine Bağlı Kaldı. Konuları Arasında Kırsal Kesim Ve Kent Görünümleri, Günlük Yaşam Sahneleri, Halktan Özgün Kişilerin Tiplemeleri, Folklorik Düzenlemeler, Belgesel, Tarihsel Nitelikli Yapıların Yanısıra, Değişik Avrupa Kentleri İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Kilyos Gibi Yörelerden Sokak, Cami, Kaleiçi Evleri Gibi Zengin Bir İzlenim Birikimi Yer Aldı.

Metin Akarslan (1939-2019): Sultan Ahmet Sanat Okulu'Nda Okudu. 1955 Yılında Resim Çalışmalarına Hattat Kadri Efendi'Nin Yanında Başladı. 1979 Yılına Kadar Sanatsal Faaliyetlerine Devam Etti. Bu Dönemde Sağlığı Bozulan Sanatçı Bir Süre Çalışmalarına Ara Ver

Mehrdad Khataei (1976-): Güzel Sanatlar alanında yüksek lisans derecesini aldıktan sonra Mehrdad Khataei, ilk baskıresim stüdyosunu kurduğu Tahran Üniversitesi'nde ders vermeye başladı.
Çalışmaları ulusal ve uluslararası çok sayıda bienal ve sergide sunuldu ve uluslararası ödüller kazandı. Baskılarının çoğu şu anda Library of Congress, Washington DC, Tama Art University Museum, Tokyo, International Bienale of Graphic Art, Łódź ve Museum of Printmaking, Acqui Terme koleksiyonlarında tutulmaktadır.
Mehrdad Khataei'nin pratiği, mutlak bir çağdaş ve yaratıcı yaklaşımla tanımlanır. Tebriz'de doğdu ve Tahran'da eğitim gördü - şimdi burada İran'ın ulusal sanatçı kadrosunu eğitiyor ve ders veriyor - Khataei şüphesiz kendisini İran ulusal deneyimine veya kendi tanımladığı şekliyle "İran efsanesine" bağlı İran kökenli bir kişi olarak görüyor.

Mehrdad Khataei (1976-): Güzel Sanatlar alanında yüksek lisans derecesini aldıktan sonra Mehrdad Khataei, ilk baskıresim stüdyosunu kurduğu Tahran Üniversitesi'nde ders vermeye başladı.
Çalışmaları ulusal ve uluslararası çok sayıda bienal ve sergide sunuldu ve uluslararası ödüller kazandı. Baskılarının çoğu şu anda Library of Congress, Washington DC, Tama Art University Museum, Tokyo, International Bienale of Graphic Art, Łódź ve Museum of Printmaking, Acqui Terme koleksiyonlarında tutulmaktadır.
Mehrdad Khataei'nin pratiği, mutlak bir çağdaş ve yaratıcı yaklaşımla tanımlanır. Tebriz'de doğdu ve Tahran'da eğitim gördü - şimdi burada İran'ın ulusal sanatçı kadrosunu eğitiyor ve ders veriyor - Khataei şüphesiz kendisini İran ulusal deneyimine veya kendi tanımladığı şekliyle "İran efsanesine" bağlı İran kökenli bir kişi olarak görüyor.

Metin Akarslan (1939-2019): Sultan Ahmet Sanat Okulu'Nda Okudu. 1955 Yılında Resim Çalışmalarına Hattat Kadri Efendi'Nin Yanında Başladı. 1979 Yılına Kadar Sanatsal Faaliyetlerine Devam Etti. Bu Dönemde Sağlığı Bozulan Sanatçı Bir Süre Çalışmalarına Ara Ver

Burcu Yavuz: 1979 Karabük Doğumlu Sanatçı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden Mezun Olduktan Sonra Resim Çalışmalarının Yanında Uzun Yıllar Tv’De Kültür Sanat Programlarının Yapımcılığını Ve Sunuculuğunu Yaptı. Bodrum’A Yerleşmesiyle Birlikte Atölyesini Kuran Sanatçı Çalışmalarına Hâlen Burada Devam Etmektedir. Yurt İçi Ve Yurt Dışında Bir Çok Karma Ve Kişisel Sergilerde Yer Almıştır. Paris’Te Bulunan ‘Louvre’ Müzesinin Düzenlediği Dünya Çapındaki Fuarda Bir Çok Kez Ülkemizi Temsil Etmiştir. 2018’De Marsilya’Da Düzenlenen Konsolosluklar Arası “Consul’Art” Da Ve “Cannes Art Fair” De Yine Ülkemizi Temsil Etmiştir. Sanatçı Eserlerinde Yer, Zaman Ve Mekan Algısı Olmaksızın Kozmos’U Resmetmiştir. Bilinmezliği Merak Etmiş, Ona Gelen Mesajlar Doğrultusunda Eserlerini Ortaya Çıkarmıştır. Evrenin Sırlarla Dolu Noktasından Hareketle, Tüm Dinlerde Ortak Birleşen Olan “Araf Zamanı” Onu Çok Etkilemiştir. Ve Yine Zaman Ve Mekanı Asla Bilinemeyen Bu Gizemli Durumu Tuvaline Yansıtmıştır. Konu Olan Bu Durum, Sanatçının Tekniksel Anlamda Gelişimini Şekillendirmiştir. Çok Fazla Teknik Ve Malzeme Zenginliği İle Kendine Has Bir Üslûp Yaratmıştır. Eserleri Yurt İçi Ve Yurt Dışında Birçok Koleksiyona Girmiştir. Sanatçıya Ait 200X200 Ebadında İki Eseri Qatar Çağdaş Sanatlar Müzesinde Sergilenmektedir.

Metin Akarslan (1939-2019): Sultan Ahmet Sanat Okulu'Nda Okudu. 1955 Yılında Resim Çalışmalarına Hattat Kadri Efendi'Nin Yanında Başladı. 1979 Yılına Kadar Sanatsal Faaliyetlerine Devam Etti. Bu Dönemde Sağlığı Bozulan Sanatçı Bir Süre Çalışmalarına Ara Ver