16. "KOLEKSİYONLUK RESİMLER" MÜZAYEDESİ

Ali Demir (1931-2015): Ali Demir, 1947'Den Beri, Profesyonel Anlamda Resimle Uğraşıyor. Sanatçının 1968'Den Bu Yana Yaptığı Resimler, Anadolu'Dan İzlenimlerle Oluşmuştur. Eserlerinde Kahverengi Ve Tonları Çok Kullanılmış Ve Sanatçının Biçiminin Oluşmasında Bu Rengin Özel Bir İşlevi Olmuştur. Yurt İçi Ve Yurt Dışı 100'Ü Aşkın Kişisel Sergi Düzenlemiş, Katıldığı Yarışmalı Sergilerde Dört Ödülle Ödüllendirilmiş Olan Sanatçı, ?' İnsanımız Ve Doğamızdaki Özgün Ulusal Kimlikli Dokuyu Çalışıp, Sonuçta Bizim Resmimizi Oluşturmak İstedim'' Demektedir.

Ahmet Fazıl Aksoy (1949– ) : Türk Empresyonist Ressam Ahmet Fazıl Aksoy 1949’Da Samsun’Da Doğdu. İlk Ve Ortaöğretimini Burada Tamamladıktan Sonra İstanbul Hukuk Fakültesinde Eğitimine Devam Etmiştir. Mezun Olduktan Sonra Kısa Bir Süre Avukatlık Yapan Sanatçı, 1980’Den Sonra Tamamıyla Resme Döndü. Empresyonizmi Kendi Resim Anlayışıyla Yorumlayan Sanatçı, Daha Çok İstanbul Resimleriyle Tanınır. Sanatçının En Önemli Özelliklerinden Biri Resim Sehpası İle İstanbul Köşelerinin İzini Sürmesi Ve Günün Işıklarını Yakalama Çabasıdır. Prof. Tuğray Kaynak’In İfadesiyle, Bu Kuşak İçinde En İçten, Duyarlılığı En Yüksek, En Otantik Ve Özgün Fırça Tuşlarına Sahip Olan Sanatçıdır. İstanbul Resimleri İle Tanınan Sanatçı, Bu Şehrin Dünyanın En Güzel Ve En Resimsel Şehri Olduğunu Söylemektedir. Çalışmaları İstanbul Ressamları Diye Anılan Grubun Oluşmasına Katkıda Bulunmuş Ve Ülkemizdeki Empresyonist Ressamların Gelişmesine Neden Olmuştur. Sanatçı Çalışmalarına İstanbul’Da Devam Etmektedir

Ahmet Fazıl Aksoy (1949– ) : Türk Empresyonist Ressam Ahmet Fazıl Aksoy 1949’Da Samsun’Da Doğdu. İlk Ve Ortaöğretimini Burada Tamamladıktan Sonra İstanbul Hukuk Fakültesinde Eğitimine Devam Etmiştir. Mezun Olduktan Sonra Kısa Bir Süre Avukatlık Yapan Sanatçı, 1980’Den Sonra Tamamıyla Resme Döndü. Empresyonizmi Kendi Resim Anlayışıyla Yorumlayan Sanatçı, Daha Çok İstanbul Resimleriyle Tanınır. Sanatçının En Önemli Özelliklerinden Biri Resim Sehpası İle İstanbul Köşelerinin İzini Sürmesi Ve Günün Işıklarını Yakalama Çabasıdır. Prof. Tuğray Kaynak’In İfadesiyle, Bu Kuşak İçinde En İçten, Duyarlılığı En Yüksek, En Otantik Ve Özgün Fırça Tuşlarına Sahip Olan Sanatçıdır. İstanbul Resimleri İle Tanınan Sanatçı, Bu Şehrin Dünyanın En Güzel Ve En Resimsel Şehri Olduğunu Söylemektedir. Çalışmaları İstanbul Ressamları Diye Anılan Grubun Oluşmasına Katkıda Bulunmuş Ve Ülkemizdeki Empresyonist Ressamların Gelişmesine Neden Olmuştur. Sanatçı Çalışmalarına İstanbul’Da Devam Etmektedir

Ahmet Fazıl Aksoy (1949– ) : Türk Empresyonist Ressam Ahmet Fazıl Aksoy 1949’Da Samsun’Da Doğdu. İlk Ve Ortaöğretimini Burada Tamamladıktan Sonra İstanbul Hukuk Fakültesinde Eğitimine Devam Etmiştir. Mezun Olduktan Sonra Kısa Bir Süre Avukatlık Yapan Sanatçı, 1980’Den Sonra Tamamıyla Resme Döndü. Empresyonizmi Kendi Resim Anlayışıyla Yorumlayan Sanatçı, Daha Çok İstanbul Resimleriyle Tanınır. Sanatçının En Önemli Özelliklerinden Biri Resim Sehpası İle İstanbul Köşelerinin İzini Sürmesi Ve Günün Işıklarını Yakalama Çabasıdır. Prof. Tuğray Kaynak’In İfadesiyle, Bu Kuşak İçinde En İçten, Duyarlılığı En Yüksek, En Otantik Ve Özgün Fırça Tuşlarına Sahip Olan Sanatçıdır. İstanbul Resimleri İle Tanınan Sanatçı, Bu Şehrin Dünyanın En Güzel Ve En Resimsel Şehri Olduğunu Söylemektedir. Çalışmaları İstanbul Ressamları Diye Anılan Grubun Oluşmasına Katkıda Bulunmuş Ve Ülkemizdeki Empresyonist Ressamların Gelişmesine Neden Olmuştur. Sanatçı Çalışmalarına İstanbul’Da Devam Etmektedir

Eren Eyüboğlu (1907-1988) : Bedri Rahmi Eyüpoğlu’Nun Eşidir. Bedri Rahmi “Ben Sonradan Ressamım. Eren Anadan Doğma Ressamdır” Der. Resimlerinde Yarı Soyut Ve Dışa Vurumcu Denebilecek Bir Doğa, Geleneksel Yaşama Ait Konuları Resmetmiştir. Resmin Yanı Sıra Mozaik Çalışmaları Da Vardır. Romanya Doğumlu Olmasına Rağmen Anadolu Coğrafyası, Kültür Zenginlikleri, Anadolu İnsanı Resimlerinin Başlıca Esin Kaynağı Oldu. “Resmimi Bir Duvarı Süslemek İçin Yapmıyorum. Bildiğim Tek Şey Çalışma Çabamı Ölüm Elimden Fırçamı Alana Dek Sürdürmek.”

Selim Pertev Boyar (1897-1981): Kuleli Askeri Lisesinde, Sami Yetik'Ten Aldığı Derslerle Sanat Yaşamına Yöneldi. Yoğun Askerlik Yaşamında, 1930-1932 Yıllarında, Akademiye Dışarıdan Devam Ederek, İbrahim Çallı Atölyesinde Sanat Bilgisini Geliştirdi. Ancak Bu İlgisi, İstanbul Dışındaki Görevi Nedeniyle Sürekli Olamadı. Ankara'Da, Emekli Subay Ressamlar Birliğinin Genel Sekreterliğini Yaptı. Halkevi Sergilerine Ve Devlet Sergilerine Katıldı. Resmin Yanı Sıra Müzikle De İlgilendi. Topografya Ve Resim Sanatı Konularını İçeren Kitapları Arsında, 1948'De, Ankara'Da Basılan Osmanlı İmparatorluğu Ve Türkiye Cumhuriyeti Devirlerinde Türk Ressamları, Hayatları, Eserleri İsimli Eseri, Çağdaş Türk Sanatı İçin Temel Kaynak Kitaplar Arasında Yer Alır. Peyzaj Türünde Yoğunlaşan Resimleri, Asker Ressamlar Kuşağının Sanat Anlayışı Kapsamında, Klasik-İzlenimci Çizgidedir.

Fevzi Karakoç (1947- ) : 1968-72 Yılları Arasında İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'Nda Eğitim Gördükten Sonra 1979 Yılında Uluslararası Salzburg Yaz Akademisi'Ne Katıldı. 1983 Yılında Özgün Baskı Resim Dalında Sanatta Yeterlilik Aldı. Yirmi Dört Yurtiçi Kişisel Sergi Açan Karakoç Çalışmaları İle Dört Ödül Kazandı. Bunların Arasında 1979 Salzburg Şehri Onur Ödülü İle 1983 Devlet Resim Heykel Sergisi Ödülü Bulunmaktadır. Uzun Yıllar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Öğretim Üyesi Olarak Çalıştıktan Sonra 2002 Yılında Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine Geçen Sanatçı, Halen Bu Bölümde Çalışmalarını Sürdürmektedir.

1968 Yılında Güzel Sanatlar Akademisi’Nde Bedri Rahmi Atölyesi’Nden Mezun Olan Teoman Südor, Eğitimini 1971-1974 Yıllarında İtalya’Da Roma Güzel Sanatlar Akademisi’Nde Tamamladı. Bedri Rahmi Atölyesi’Nde Dünyaya Bakışını, İtalyan Kültürü İçinde Geçirdiği Yıllarda Da Özellikle Rönesans Sanatını Özümseyerek Ustalığını Kazandı. Biçim Ve İkonografik Bakımdan Sanatında Değişim 1980’Lerde Açığa Çıktı. Değişim Bir Geçmişten Kopuş Değil, Geçmişin Sürekliliği İçinde Yeni Bir Biçeme Yol Almaktı. 1980 Sonrası Biçeminde, Anadolu Kültürünün Söylence Ve Dinlerinde Yaradılış Efsanelerinin İzlerinden Hareket Edip Kurguladığı Mekân İçinde, Doğa Nesneleri Ve Yaşamdan Topladığı İmgelerle Kendi Söylencesini Yaratarak, Somutu Soyuta Çeviriyor; Ardından Soyutu Somutlaştırıyor. Yaradılışın Gizine İniyor Ve Yeryüzünün Oluşum Anında Dolaşıyor. Uzamda İmgeler Devingenlikle Dinginliğin Dengeli Birlikteliğinde Varlık Kazanıyor. Yağlıboyalarında Renk Ve Işık, Özgün Baskılarda İse Çizgi Ana Değerdir. Kimi Özgün Baskılarda Kendi Ürettiği Teknikle Renk Çizgiye Eşlik Eder. Südor, 1978 Yılında İtü Mimarlık Fakültesi Ve Güzel Sanatlar Bölümü’Nde Resim, Temel Sanat Eğitimi, Plastik Sanatlar, Özgün Baskı, Biçim Ve Çizgi Derslerini Vermek Üzere Eğitime Katıldı Ve Öğretim Görevini 2006’Da Emekli Oluncaya Değin Sürdürdü. Birçok Ödül Sahibi Olan Sanatçının Resimleri Yurtiçi Ve Yurtdışında Özel Koleksiyonlarda Ve Müzelerde Bulunmaktadır. Halen Çalışmalarını Kendi Atölyesinde Sürdüren Sanatçı Ayrıca İtalya’Nın Tanınmış Ressamlarından Giancolo Caneva’Yla Udine Kentinde Bir Gravür Atölyesini Paylaşmaktadır. Teoman Südor İtalya Çağdaş Sanat Kataloğu’Na Girmiş Sanatçımızdır.

Yaşar Çallı: 1941, Buldan-Denizli Resme Olan Yatkınlığı 7 Yaşındayken Başladı. Önce Dede İbrahim Çallı’Nın Da Öğrencisi Olan Resim Öğretmeni Besim Yazıcı Sonra Dede Çallı’Nın Arkadaşı Dr. Esat Minkari, Çallı ’Nın Yetişmesinde Önemli Rol Oynadılar. Halil Dikmen, Zeki Faik İzer Hocaları Olmuştur. Pof. Sadi Diren İle Eczacıbaşı Seramik Fabrikası’Nda 10 Yıl Seramik Ve Heykel Çalıştı. 1965-66 Yıllarında, İlk Sergisini Beyoğlu Şehir Galerisi’Nde Açtı. 1974 Yılında İstanbul Hilton’Da Portreler Sergisi Açtı Ve Hilton Otellerinde Resim Sergisi Açma Geleneğini Başlattı. Aynı Zamanda Üyesi Olduğu Ve Dedesinin Kurduğu Ressamlar Cemiyeti’Nin Karma Sergilerine Katıldı. 1979 Yılında Tbmm’De Meclis Ressamı Ve Sanat Danışmanı Oldu, 2003’Te Emekli Oldu. Irak, Çin, Almanya, Abd, Yugoslavya, Makedonya Veya Yunanistan Gibi Ülkelere Resmi Davetlerle Gitti, Çeşitli Tablolar Ve Devlet Adamlarının Portrelerini Yaptı. Memleketi Denizli’De Ve Çeşitli İllerde Sergilere Katıldı. Çallı’Nın Eserleri Tbmm, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Ankara Ve İzmir Resim Heykel Müzeleri İle Çanakkale Müzesi’Nde Bulunmaktadır. Son Günlerde Polatlı’Da Açılacak Müze İçin Sakarya Meydan Savaşı Konulu 2 Tabloyu Tamamlamıştır. Yaşar Çallı, Resim Çalışmalarına Ankara Emek Mahallesi’Nde Bulunan Atölyesinde Devam Etmektedir.

Mehmet Refik Gün (1954 - 2014): 1954 Yılında Doğan Ressam 1983’Te Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’Nde Eğitim Gördü. Sayısız Karma Sergiye Katılan Çok Sayıda Kişisel Sergi Açan Sanatçı, İtalya, Fransa, New York, Roma Ve Berlin’De Resim Çalışmalarına Devam Etti. Resmin Yanı Sıra Fotoğrafa Da Yönelen Gün, Son Sergisinde Tekrar Tuval İşleri Yapmıştı. Berlin Sanat Çevrelerinde Denis Gün İsmiyle De Tanınan, İksv’Nin Kurucusu Aydın Gün’Ün Oğlu Olan Ressam Mehmet Gün Uzun Yıllardır Yaşadığı Berlin'De Vefat Etmiş, Cenazesi Türkiye'Ye Getirilerek Kanlıca, Beykoz'Daki Kanlıca Mezarlığı'Nda Aile Kabristanına Defnedilmiştir. Yapıtlarında Kavramsal Anlayışı Temel Alan Gün, Beyaz Zemin Üzerinde Leke Ve Kaligrafi Kullanarak Eserlerini Yorumluyordu.

Mustafa Ayaz (1938 - ) : Ressam, Akademisyen, Güzel Sanatlar Profesörü. 1938 Yılında Trabzon’Da Doğdu. 1963 Yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim- İş Bölümünü Bitirdi. 1966’ Da Aynı Kurumda Asistan Olarak Çalışmaya Başladı. 1985- 87 Yılları Arasında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Görev Yaptı Ve Oradan Emekli Oldu. 1987 Yılında Profesör Olan Mustafa Ayaz, Aynı Yıl Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’Ne Atandı. 1988 Yılı Başında Bu Görevinden De Ayrılan Sanatçı Serbest Çalışmakta Ve Ankara’Da Yaşamaktadır. Birçok Kişisel Sergi Açtı. Hindistan, Kuveyt, Mısır, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Belçika, Fransa, Abd, İngiltere, Cezayir Ve Almanya Gibi Pek Çok Ülkede Karma Sergi Ve Bienallere Katılan Sanatçının Üç Yüzden Fazla Yapıtı Yabancı Ülke Koleksiyonlarında, Üç Bine Yakını Da Yerli Koleksiyonlarda Bulunmaktadır. Prof. Dr. Mustafa Ayaz, Sanat Görüşünü Açıklarken, ‘Çizerek Boyayarak Düşünmek, Çizerek Boyayarak Sevmek Beni Mutlu Ediyor. Günlük Yaşamda Beni Etkileyen Olay, Coşku Ve Düşünceleri Kalıcı Kılmak Ve Onların Anısını Tekrar Yaşamak İçin Resim Yaparım’ Diyen Sanatçı, Birçok Ödül Kazanmıştır.

Raşit Altun (1980 - ) : İzmir Menemen'De Doğdu. İlk Ve Orta Öğrenimini Menemen'De Tamamladı. 2001 Yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Görsel Sanatlar Eğitimi Bölümü'Nden Mezun Oldu. Aynı Yıl Öğretmenliğe Başladı. Halen Görsel Sanatlar Öğretmeni Olarak Görevine Devam Etmektedir. Dört Kişisel Sergisinin Yanı Sıra; 2015 Fransa Paris Louvre Snba Carousel Salonu Türk Delegasyonu Salon Sergisi, 2015 Polonya'Da Torun Müzesi Okregovve Ala Turgue Sergisi Ve 2012 Abd Miami Art Expo Gibi Çok Sayıda Sergide Yer Almış, Ulusal Ve Uluslararası Sempozyumlara Katılmıştır. Yunus Emre Resim Yarışması, Tjk Anıt Heykel Yarışması, Turgut Pura Vakfı Heykel Yarışması, 2012 Yılında Eskişehir Sanat Derneği Resim Ödülü'Nün De Olduğu Toplam Dokuz Ödülü Olan Sanatçının Eserleri Resmi Ve Özel Koleksiyonlarda Bulunmaktadır. Ulusal Ve Uluslararası Projelere İmza Atan Alarm Sanat Grubu'Nun Bir Üyesidir. Eskişehir'De Kişisel Atölyesinde Çalışmalarına Devam Etmektedir.

Ümmet Karaca: 1956 Gürcistan'Da Doğdu. 1978 - 1982 Tiflis Yüksek Ressamlar Okulunda Öğrenim Gördü, Çalışmalarına İstanbul'Da Sürdürüyor. Kişisel Sergiler 1987 Tiflis, Gürcistan 1993 Varol Sanat Galerisi, İstanbul (Kişisel) Tüyap Sanat Fuarı, Varol Sanat Galerisi, İstanbul 1995 Tüyap Sanat Fuarı, Galeri Artist, İstanbul (Kişisel) 1997 Ankara Odtü Mustafa Parlar Galerisi, Ankara (Kişisel) 1998 Teku Sanat Galerisi, Ankara (Kişisel) 1999 Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul (Kişisel) Atatürk Resim Heykel Müzesi, Ankara (Kişisel) 2000 Büyükada Anadolu Kulubü, İstanbul (Kişisel) 2002 Kemer Country, İstanbul (Kişisel) 2004 Akyol Sanat Evi, İstanbul (Kişisel) 2016 Deyim Sanat Galerisi Karma Sergiler Deyim Sanat Galerisi 2012-2020

Orhan Umut : 1993 Yılında Yetenek Sınavını Kazanarak Girdiği İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'Nü Hasan Rastgeldi Atölyesi'Nde 1997'De Bitirdi. 65. Ve 68. Devlet Resim Heykel Yarışmasında "Başarı" Ve "Juri Özel" Ödüllerini Aldı. İfadenin Ağır Bastığı Ancak; Renk, Çizgi, Benek Ve Leke Gibi Plastik Ögelerden De Taviz Vermeyerek Figüratif Resim Çalışmalarına Devam Eden Sanatçı, Halen Diyarbakır Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi'Deki Sanat Eğitimciliği Görevine Ve Özel Atölyesinde Resim Çalışmalarına Devam Etmektedir.

Ercüment Kalmuk, (1909 - 1971) : 1909 Yılında İstanbul'Da Doğan Ercüment Kalmuk, Aslında Güzel Sanatlar Akademisi'Nin Resim Bölümü'Nü Bitirerek Resim Dalında Şöhret Yapmış Bir Sanatçıdır. Ancak 1937'Deki Mezuniyetinden Sonra İki Yıl Ve 1940'Dan Hemen Sonra Da Uzun Süre Çeşitli Gazete Ve Dergilerde Bazı İllüstrasyon Ve Çizgiroman Çalışmalarına Da İmza Atmıştır. Bunlardan En Önemlisi Yavrutürk Dergisinde 1936 Yılında Rakım Çalapala Tarafından Yaratılan Ve Senaryoları Yazılan Çetin Kaptan'Dır. Çetin Kaptan'In Başından Geçenler Adlı Başlık Altında Uzun Süre Bu Çocuk Kahramanın Maceralarım Hazırlamıştır. Ercüment Kalmık, Akademide Öğrenciliğini İbrahim Çallı'Nın Eğitmenliğinde Tamamlamış Ve Burada Aldığı Desen Ve Çizgisel Anlatım Tekniklerini Hazırladığı Çetin Kaptan'Da Da Kullanmıştır. Yaptığı Resimlerde Doğal Görüntüye Önem Veren Bir Tarz Uygulayan Kalmuk, Çizgiroman Bantlarında Da Bu Noktaya Ağırlık Vermeye Çalışmış Ve Gerek Çizim Bütünlüğünün Gerekse Arka Fon Atmosferinin Gerçekçiliğini Sağlamak İçin Çizdiği Detaylara Dikkat Etmiştir. Çetin Kaptan Adlı Karakteri 1940'Ların Hemen Başında Popülaritesinden De Yararlanarak Yine Yavrutürk Dergisi İçin Hazırladığı Adem Baha'Nın Torunu Başlıklı Seri İçinde Başrolde Kullanmıştır. Kalmuk, Ardında Sayısız Resimden Oluşan Bir Koleksiyon Ve Çizgiroman Karesi Bırakarak 1971 Yılında İstanbul'Da Ölmüştür.

Salim Özüdoğru- (1927- ) : Samsun Gazi Caddesinde "Ressam Salim" Adlı Atölyesini 1949 Yılında Açmıştır. Yaptığı İlk Tuval 500’Den Fazla Resminin Amerika’Ya Gittiği Düşünülüyor,Ağırlıklı Olarak Amerikalılara Portre Çalışmış. Ankara Ve Samsun’Da Bulunduğu Yıllarda Siyasilerin Ve Askerlerin Resimlerini Yapan Özüdoğru, 1970 Yılında İstanbul'A Yerleşerek Boğaziçi’Nde Bulunan Tüm Tarihi Yalıları Ve Diğer Tarihi Eserleri Tablolarına Aktardı. Özüdoğru’Nun Eserleri Sakıp Sabancı Müzesi, Yıldız Sarayı Müzesi, Seniye Sultan Köşkü Ve Askeri Müze Gibi Değerli Müzeler İle Şakir Eczacıbaşı Gibi Önemli İsimlerin Özel Koleksiyonlarında Yer Aldı.

Behruz Kuul (Bahruz Guliyev) : 1988 Yılında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'Nde Doğdu. Babası Cemşid Guliyev'İn Güzel Sanatlar Konusundaki Hobisi, Küçük Bahruz'Un Çocukluğundan İtibaren Boya Ve Atölye Atmosferinde Büyüyeceğini Belirlemesi İçin Verimli Bir Zemin Yarattı. 2005-2009 Nahçıvan Devlet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'Nde Okudu Ve Eğitimi Sırasında Yeteneği İle Fark Edildi. Mezun Olduktan Sonra 2010 Yılında Nahçivan Ressamlar Birligi Tarafından Kendisine Tahsis Edilen Atölyede Bağımsız Olarak Çalışmaya Başladı. Aynı Yıl Azerbaycan Ressamlar Birliği Üyeliğine Seçildi. 2010-2015 Yıllarında Yurt İçinde Ve Yurt Dışı Sergilerine, Yarışma Ve Festivallerine Eserlerile Katıldı. 2015 Yılında Türkiye Cumhuriyeti'Ne Taşınmış Olup Yaratıcı Çalışmalarını İstanbul Ve Bodrum Atölyelerinde Sürdürmektedir. O Yıldan Bu Yana Çalışmalarını Türkiye'Deki Birçok Yerel Sanat Fuarı, Festival Ve Sergide Başarıyla Sergiledi. Türkiye'Nin Farklı Bölgelerinde 4 Kişisel Sergisiyle Sanatseverlerin Karşısına Çıktı. Eserleri Azerbaycan, Türkiye, Almanya, Gürcistan, Rusya, İngiltere Ve Amerika'Da Özel Koleksiyonlarda Tutulmaktadır. Behruz Kuulun Yaratdığı Yapıtlarda İnsanın Doğası Ve Psikolojisi Üzerinden Anlam Arayışları Kavramları İle Biçimlenmektedir. Ressam Farklı Perspektif Acısı İle İmpasto Tekniğinin Gücünden Yararlanarak Bir Anlamda Sanki Bir Analist Terapist Gibi Bilinçaltının Doğa Üzerinde Etkileşimini, Kentleşmenin Getirdiği Yalnızlık İzolasyon Hayatda Varoluşcu Yönelimin Ritmik Kompozisyonlarını Aktarmaktadır. Ressam Kentleşmenin İnsanın Davranışına Onun Psikolojisine Etkisini Doğadaki Tenha Ağaçlarla, Bazen Arka Planda Üç Boyutlu Semadaki Bulutların Harmonik Dinamiği Fluid Art Tekniğine Benzer Renk Patlaması İle Hiperbolik Hatlar Yaratarak, Sanki İnsanın Psikolojik Duygusal Durumunun İmgeselden Simgesele Geçmiş Transformasyonunu Tasvir Etmişdir. Sanat Estetiğinin İfadesi İle Behruz Kuul Tarafından Harmanlanmış Romantizm Metodu İle İnsanın Bireysel İç Dünyası Beraber Toplumsallaşmış Kalıpları Da Konu Almıştır.

KOMET (GÜRKAN COŞKUN (1941 - ) : 1960-1967 yıllarında, İDGSA Resim Bölümü'nde öğrenim gördü. Zeki Faik İzer Atölyesi'nde çalıştı. Sanat dünyasında "Komet'' adıyla bilinen ressam Gürkan Coşkun, 1971 yılında devlet sınavını kazanarak Vincennes Üniversitesi'ne devam etti. Bu tarihten itibaren çalışmalarını Paris ve İstanbul'da sürdürmeye başladı. 1974'ten bu yana Salon de Mai sergilerine katılmaktadır. İlk kişisel sergisini 1974'te, Fransa'nın Rouen kentinde açtı. Yurt içindeki ilk kişisel sergisi 1977'de, İstanbul'da (Maçka) oldu. Bu sergiyi birer ikişer yıl arayla yurt içi ve yurt dışı sergileri izledi. 1981'den itibaren Fransa, İsviçre, Avusturya ve ABD grup sergilerine katıldı. Yeni Gerçeklikler, Salon de Mai ve Montrouge Salonlarında resimlerine yer verildi. Yurt içindeki ve dışındaki (Lozan, Viyana, Kopenhag, Paris) müzelerde resimleri yer almaktadır. Komet'in gerçek dışı ve/veya düşsel bir mekanda yer alan figürleri, geçmiş bir dünyanın günümüze yansımış bireyleri ve insan olgusunun simgeleri izlenimini yaratır. Boyayı, kendine özgü bir yöntemle, eskilik ve arkaiklik imajını vurgulayıcı bir doğrultuda kullanır. Fantezi ile gerçek, düş ile yaşanmışlık, onun resimlerinde birbiri içinde erir.

Ahmet Birol (1980 - ) : Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'Ni Bitirdi. Yurt İçinde Beş Karma Sergiye Katılan Birol Can, 6. Şefik Bursalı Resim Yarışması'Nda Sergileme Ödülü Kazandı. Sanatçı, Resim Çalışmalarına Devam Etmektedir.

Faruk Cimok (1956 - ) : Ressam Namık İsmail, Hüseyin Avni Lifij, Şevket Dağ Gibi Kafkasya Kökenli Olup 1956'Da Hatay-Reyhanlı’Da Doğdu. 1979'Da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’Nden Mezun Oldu. Mezun Olduğu Aynı Yıl İlk Kişisel Sergisini Açtı. O Tarihten Günümüze Kadar 23 Kişisel Sergi İle Sanat Severlerle Buluştu. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’Nde Ve Özel Atölyesinde Çalışmalarını Sürdürmektedir. Genelde Eserlerinde Beyoglu, Çiçek Pasajı, Kumkapı Ve Ada Resimleri Gibi Konularda Yoğunlaşır. Bu Eserlerinde Cogunlukla Güvercin Figürleri Eklemesinden Kuşçu Ressam Lakabını Almıştır.

Tuncay Şevketoğlu, Resim Çalışmalarına 1999 Yılında Başladı. Sanat Hayatının Başından Bugüne Dek Sürekli Bir Değişimi Benimsedi. Ressam Tuncay Şevketoğlu, Devinimin Getirdiği Yeniliklerle Çalışmalarını Renklendirmeye Çalışmaktadır. Ressam Sabahattin Camcıoğlu İle Tanıştıktan Sonra Resme İlgi Duyup Kendisinde Var Olan Yetenekleri Ve Araştırma Tutkusunu Keşfetti. İstiklal’De Tramvay, Ortaköy’De Cami, Galata Da Kule Ve Mevlevihane’De Semazendir. Çocukluğundan İtibaren Resme İlgisi Bu Alanda Kendini Geliştirmesinde Etkili Oldu. Bu Yeteneğini,Çeşitli Atölyelerde Araştırmacı Yaklaşımını Da Katarak Geliştirdi. Özgün Bakış Açısıyla Geliştirdiği Resimsel Tekniklerini “İstanbul” Temalı Çalışmalarda Karakterine Has Bir Şekilde Yorumlamıştır. Resimlerindeki Hareketliliği,Simgeleşmiş İstanbul Görüntüleriyle Kentteki Hareketliliği Özdeşleştirerek Yakalamıştır. Resim Çalışmaları Dışında Çeşitli Ülkelerde Doku Çalışmalarında Bulunmuş İngiltere Ve İskoçya’Daki Galerilerle Çalışmıştır. Resimlerinde Empresyonizm (Kendi Tabiriyle Lekesel Realizm) Serbest Çalışma Stilini Benimsemiştir. İstanbul Resimlerinde Kendisine Haklı Yer Edinen Sanatçı’Nın Fırça Darbelerinde Renk Ve Hareket Ahenk İçerisindedir.

Ali Demir (1931-2015): Ali Demir, 1947'Den Beri, Profesyonel Anlamda Resimle Uğraşıyor. Sanatçının 1968'Den Bu Yana Yaptığı Resimler, Anadolu'Dan İzlenimlerle Oluşmuştur. Eserlerinde Kahverengi Ve Tonları Çok Kullanılmış Ve Sanatçının Biçiminin Oluşmasında Bu Rengin Özel Bir İşlevi Olmuştur. Yurt İçi Ve Yurt Dışı 100'Ü Aşkın Kişisel Sergi Düzenlemiş, Katıldığı Yarışmalı Sergilerde Dört Ödülle Ödüllendirilmiş Olan Sanatçı, ?' İnsanımız Ve Doğamızdaki Özgün Ulusal Kimlikli Dokuyu Çalışıp, Sonuçta Bizim Resmimizi Oluşturmak İstedim'' Demektedir.

Tatar Ressam

İsmet Yurtseven (1923 - ) : 1923 Yılında İstanbul, Cihangir'De Doğdu. 7 Yaşında Geçirdiği Kızıl Hastalığı Nedeni İle İşitme Duyusunu Önemli Ölçüde Kaybetti. Resim Yapmaya Yönelmesinde Ve Manzara Ressamı Olarak Tanınmasında İstanbul'Da Doğduğu Ve Çocukluğunu Geçirdiği Bu Evin Manzarasının, Boğazın Eşsiz Güzelliklerinin Büyük Payı Oldu. Resim Tutkusu, İlkokul Yıllarında Başladı. Ortaokulda Resim Öğretmenleri Olan Refik Epikman, Kerem Bıçakçı Ve Eşref Ünver'Den; Halk Evlerinde De Arif Kaptan'Dan Resim Dersleri Aldı. 1943 Yılında Etibank'Ta Teknik Ressam Olarak Çalışmaya Başladı. 60'Lı Yıllara Kadar Resim Çalışmalarına Ara Verse De Tekrar Resim Çalışmaya Başladı. Saim Kanra Ve İbrahim Safi İle Çalışmalar Yaptı. Eşref Üren Ve Hikmet Onat'In Çalışmalarında Bulundu. Cumhuriyet Döneminin Yetiştirdiği İlk Ressamlardan Olan İsmet Yurtseven, 2010 Yılında Hayata Gözlerini Kapatmıştır.

Ahmet Nejat Birdevrim, 1957 Yılında İstanbul’Da Doğdu. 1982’De Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'Nu Okul İkincisi Olarak Bitirdi. 1985’Te Kendi Atölyesinde Sanat Çalışmalarına Başladı.1980-1987 Yılları Arasında Elektrikli Kamara Tipi Seramik Fırınları Üzerinde Teknik Araştırmalar Yaptı Ve Uyguladı. 1993 Yılında İstanbul Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Çini İşlemeciliği Ve Cam Seramik Programlarında Öğretim Görevliliği Yapmaya Başladı. 1993’Ten Bu Yana Da İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Seramik Cam Ve Çinicilik Bölümünde Öğretim Görevlisi Olarak Ders Vermektedir. Birçok Sergide Yer Alan Sanatçı 1985 Yılından Beri Kendi Eserlerini İhtiva Eden Sanat Galerisi Ve Atölyesinde Çalışarak Eserlerini Yapmakta Ve Sergilemektedir.

Ali Halil Sözel(1904 - 1974) : Sanayi-İ Nefise Mektebi Alisi’Ni Bitirdikten Sonra Paris’E Giderek Devlet Güzel Sanatlar Akademi’Sinde Resim Öğrenimini Pekiştirmiştir. Yurda Dönüşünde İstanbul’Da Orta Öğrenim Kurumlarında Resim Öğretmenliği Yaptığı Bilinmektedir. Ali Halil Sözel, Kendinden Önceki Kuşakla Başlayan Ve 1914 Kuşağı Ressamlarınca Yaygın Biçimde Tatbik Edilen İzlenimci Anlayış Doğrultusunda Resimler Yapmıştır. Bazı Peyzajlarında Babası Halil Paşa’Da Rastladığımız, Görsel Etkiler Ve İzlenimci Yorum Özelliklerinin, Ali Halil Sözel’İ De Etkilemiş Olduğunu İddia Edilebilir. Daha Çok, Boğaziçi Görüntülerini İçeren Açık Hava Ressamlığı Geleneğini Devam Ettiren Ali Halil Sözel’De, Daha Panoramik Bir Bakış Ve Resmin Bütünlüğü Adına Ayrıntıdan Ödün Veren Bir Yaklaşım Egemendir.