8. Online "Koleksiyonluk Resim ve Hat" Müzayedesi

Sabahattin Eyüboğlu: (1908-1973) Türk Yazar, Çevirmen Ve Akademisyendir. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Kardeşi

İclal Erentürk (1969): 1989 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümüne Girdi. Prof. Özer Kabaş Atölyesi'nde Öğrenimini Sürdüren Erentürk, Prof. Kemal Bilensoy Fresk Atölyesi Ve Prof. Asım İşler Gravür Atölyesi'nde Çalışmalarını Sürdürdü. 1994 Yılında Msügsf Resim Bölümünden Mezun Oldu. Sakıp Sabancı Sanat Ödülü'nü Kazandı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Üyesi Olan Sanatçı, 1993-94'De Mansiyon Ve 1993'De Üçüncülük Ödülü Aldı. 10 Kişisel Sergi Oluşturdu Ve 1991'Den Bu Yana 54 Karma Sergiye Katıldı. Önemli Koleksiyonlarda Eserleri Bulunan Erentürk, Resim Çalışmalarını Sürdürmektedir.

Adnan Turani (1925-2016) : İstanbul İlköğretmen Okulu'nu Bitirdikten Sonra 1948 Yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden Mezun Oldu. 1959 Yılına Dek Almanya'nın Çeşitli Akademilerinde Çalıştı, Lisans Ve Uzmanlık Öğrenimi Gördü. 1972 Yılına Kadar Gazi Eğitim'de Görev Aldı. 1973'De Doktor, 78'De Doçent Oldu. 1986'Da Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Profesör Oldu Ve 1990 Yılına Dek Bölüm Başkanı Olarak Görevini Sürdürdü. Yurtdışında Ve Türkiye'de Bir Çok Sergi Açan Adnan Turani'nin Sayısız Da Ödülü Bulunmaktadır. ‘Modern Sanatın Gerçek Çehresi', ‘Sanat Terimleri Sözlüğü', ‘Resim Üzerine', ‘Dünya Sanat Tarihi', ‘Çağdaş Sanat Felsefesi' Bugüne Dek Bize Kazandırdığı Kitaplarından Bazılarıdır. Bu Nedenle Andan Turani, Ressamlığının Yanısıra Eğitimci Ve Yazar Olarak Da Türk Resim Tarihi'nde Her Zaman Çok Önemli Bir Yere Sahiptir. İki Kez Devlet Resim Ödülü Alan Sanatçı, 1992 Yılında Yılın Sanatçısı Seçildi. 1993 Yılında İse Sedat Simavi Ödülünü Ve 2001 Yılında Çağdaş Sanatçılar Vakfı Onur Ödülünü Kazandı. 1998 Yılında Anadolu Üniversitesi Tarafından Onursal Doktora İle Ödüllendirildi. Ayrıca 2016 Yılında Peker Sanat'ın Onur Ödülüne Layık Görüldü. Adnan Turani, Son Çalışmalarına, 1990’Dan İtibaren Çalışmalarını Serbest Olarak Sürdürdüğü Ankara'daki Atölyesinde Devam Etti.

En Az 100 Yıllık Eser Bir Eserdir.

Celâl Uzmen (D.1901-1988): Kendi Kendini Yetiştiren Ve Bir Ara Zeki Faik İzer (D.1905-Ö.1988) Den Ders Almış Bir Ressamdır. Gelenekçi Bir İzlenimcilik Anlayışındadır.

Nuri Abaç (1926-2008): 1944 Yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü, Leopold Levy Atölyesi’ne Girdi. Bir Yıl Sonra Geçiş Yaptığı Mimarlık Bölümü’nden 1950’De Mezun Oldu. Gündelik Hayat Görüntülerini, Anadolu Söylenceleri Ve Geleneksel Sanat Formlarımızla İlişkilendiren, Nakış-Resmi Çağrıştıran Ve Dekoratif Nitelikli Özgün Bir “Gerçeküstücü” Üslupla Karşımıza Çıkmıştır. Resmin Fonunda Mimari Formasyonu Çağrıştıran Bir Dokusal Yapı Geliştiren Abaç, Bu Alt-Yapı Üzerinde Çok Figürlü Ve İstifleme Eğilimli “Mizahi Bir Durumu” Sahneleme Düşüncesindedir. Daha Çok Geleneksel Orta Oyunu Ve Karagöz’ün Sunduğu Görsellikle Rastladığımız Figürasyonu Bir Tipleme Çalışmasıyla Kendine Mal Eden, Sıcak Ve Sempatik Sunumlar Gerçekleştirmiştir. Abaç’ın Mimari Yapı Anlayışına Dayalı Resim Yaklaşımında Geçmişe Özlemle Eşdeğer, Toplumsal Eleştiri De İçeren İronik Göndermeler Söz Konusudur. 1970’Den Önceki Resimlerinde Anadolu Kültürünün Efsanevi Mitolojik Yaratıklarını Masalsı Ve Gerçeküstücü-Fantastik Bir Biçemle Resimledi. Daha Sonraları Yöneldiği Karagöz’ün Kişiliğinde Ve Biçim Benzetmesinde Tarihi Ve Güncel Konuları, Olayları Ele Aldı. Balıkçıları, Simitçileri, Pazaryerleri, Meyhaneleri, Düğünleri, Çay Bahçeleri Gibi Yurdun Akla Gelebilecek Özgün Tüm Ayrıntıları Üzerinde Yoğunlaştı. Geleneksel Anlatım Biçimlerinden, Kültürel Kalıtların Biçim Dillerinden Etkilendi Ve Yöreselliğin Evrensel Duyumuna Ulaştı.

Remzi İren: 1970 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Tekstil Desenleri Bölümü Mezunudur. 1971-1973 Yıllarında, Almanya’da Krefeld Bassen Grafik Atölyesinde Çalıştı. O Günden Beri Fırçayı Elinden Bırakmadı. Çalışmalarını Daha Çok Anadolu Folkloründen, Özellikle Yurdumuzun Birçok Yerlerinde Bugün Hala Kullanılmakta Olan, Kadın Başbağlamalarına Ağırlık Verdi. Unutulmaya Yüztutmuş, Bitmez Tükenmez Kültür Hazinemizin Sandığından Bulup Çıkarabildiği Bu Kıymetleri Yöresel Ve Belgesel Biçimde, Resim Dili İle Anlatmaya Çalışıyor. Yanısıra, Doğadan, Kırlardan, Deniz Kenarlarından Görüntüleri, Kendine Özgü Üslubu İle Yansıtıyor Tuvallerine... Çalışmalarını İstanbul’da Serbest Sanatçı Olarak Sürdürmektedir.

Ümmet Karaca: 1956 Gürcistan'da Doğdu. 1978 - 1982 Tiflis Yüksek Ressamlar Okulunda Öğrenim Gördü, Çalışmalarına İstanbul'da Sürdürüyor. Kişisel Sergiler 1987 Tiflis, Gürcistan 1993 Varol Sanat Galerisi, İstanbul (Kişisel) Tüyap Sanat Fuarı, Varol Sanat Galerisi, İstanbul 1995 Tüyap Sanat Fuarı, Galeri Artist, İstanbul (Kişisel) 1997 Ankara Odtü Mustafa Parlar Galerisi, Ankara (Kişisel) 1998 Teku Sanat Galerisi, Ankara (Kişisel) 1999 Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul (Kişisel) Atatürk Resim Heykel Müzesi, Ankara (Kişisel) 2000 Büyükada Anadolu Kulubü, İstanbul (Kişisel) 2002 Kemer Country, İstanbul (Kişisel) 2004 Akyol Sanat Evi, İstanbul (Kişisel) 2016 Deyim Sanat Galerisi Karma Sergiler Deyim Sanat Galerisi 2012-2020

Remzi İren: 1970 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Tekstil Desenleri Bölümü Mezunudur. 1971-1973 Yıllarında, Almanya’da Krefeld Bassen Grafik Atölyesinde Çalıştı. O Günden Beri Fırçayı Elinden Bırakmadı. Çalışmalarını Daha Çok Anadolu Folkloründen, Özellikle Yurdumuzun Birçok Yerlerinde Bugün Hala Kullanılmakta Olan, Kadın Başbağlamalarına Ağırlık Verdi. Unutulmaya Yüztutmuş, Bitmez Tükenmez Kültür Hazinemizin Sandığından Bulup Çıkarabildiği Bu Kıymetleri Yöresel Ve Belgesel Biçimde, Resim Dili İle Anlatmaya Çalışıyor. Yanısıra, Doğadan, Kırlardan, Deniz Kenarlarından Görüntüleri, Kendine Özgü Üslubu İle Yansıtıyor Tuvallerine... Çalışmalarını İstanbul’da Serbest Sanatçı Olarak Sürdürmektedir.

Metin Akrarslan: 1939 İstanbul Doğumlu Ressam, Sultanahmet Sanat Okulunda Eğitim Aldı. 1955 Yılında Resim Çalışmalarına Hattat Kadri Efendi’nin Yanında Başladı. Fırça Kullanmadan Resim Yaptığı İçin "Fırçasız Ressam" Olarak Bilinen Ressam, İnandığı Doğrularla Sanata Samimi Bir Hizmet Sunan İlginç Bir Sanatçıdır. Yurt Dışında (İspanya – Lugo / İsviçre – Lozan / Belçika – Brüksel) Sergiler Açtı. Yurt İçinde Çeşitli Kez Hobi Sanat Galerisi, Pera Sanat Galerisi, Kaş Sanat Galerisi, Bankalar, Kültür Merkezleri, Konsolosluklar Ve Atölye Sergileri Olmak Üzere 47 Kişisel Sergi Gerçekleştirdi Ve Karma Sergilere Katıldı. Eserlerinin Çoğunda Estetik Kaygılar, “Elemantarist” Bölünmeler, Bütününde İse Kübist Hareketler Hakimdir. Anlatımcı Tavırlarında İse; Hayatın Gerçekleri, Zıtlıkları, Nazik Bir Hiciv Anlayışıyla Duygusal Tonlamaların Yanısıra Sert Ve Kararlı Formların Ustaca Deformları Hiç Şüphe Yoktur Ki, Sanatçının Yaşamında Bazı Kesitlerin İzlerini Taşır.

Ramiz Aydın (1937): Konularında Genellikle, Yaşadığı Coğrafyanın İnsanının Yaşam Öyküsünü Şiirsel Yorum Arayışlarıyla Vurgulamaya Çalışan Ramiz Aydın Bu Güne Kadar Yurt İçinde 40 Kişisel Sergi Açmıştır. Katıldığı Yarışmalarda, Özellikle Figüratif Eğilimli Resimleriyle Birçok Ödül Ve Birincilik Kazanmıştır. 1970'Li Yıllardan Bu Yana Pek Çok Karma Sergiye Katılan Sanatçı, Abd, Almanya. Avusturya, Hollanda, İsveç, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Kuveyt Ve Fransa Gibi Ülkelerde Türk Sanatını Tanıtan Sergilere Katıldı Ve Fuarlarda Yer Aldı. Ramiz Aydın'ın Yapıtlarının Bir Bölümü Müzelerde Ve Yurtdışı, Yurtiçi Koleksiyonlarda Bulunmaktadır. Gri-Pastel Renk Armonileriyle Dingin, Statik Duruşlar İçinde Anadolu'dan İnsan Tiplemeleri Ve Yöresel Konular, Toplumsal Sorunlar Ve Toplumsal Çelişkiler Üzerine Yoğunlaştı. Son Yıllarda Kurtuluş Savaşı Üzerine Bir Seri Çalışma Gerçekleştirdi.

Berna Türemen (1945): 1968'De İdtgsyo'yu Bitirdi. İlk Kişisel Sergisini 1976'Da, İstanbul'da (Melda Kaptana) Açtı. Yurt Dışında Karma Sergilere Katıldı. Türk Resim Sanatı'nın Önemli Sanatçılarından Berna Türemen, 1968 Yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nu Bitirmiş, Yurtiçi Ve Yurtdışında Pekçok Kişisel Ve Karma Sergiye Katılmış Ve Çeşitli Ödüller Almıştır. Önemli Ödüllerinden Biri 1985 Gabrova Bienali Desen Dalı Ödülüdür. Sanatçının Okul Yıllarında Soyut Olarak Başlayan Çalışmaları, Daha Sonraki Dönemlerinde Figüre Dönüşmüştür. Yaşadığı Dönemi Resimlerinde Detaylarla Ve Renklerle En İnce Ayrıntısına Kadar Veren Türemen, Konuyu Resme En İyi Şekilde Aksettirmiş, İzleyiciyi Yaşadığı Dönemden Koparmamıştır. Kadın Ve Kedi Teması Üzerinde Yoğunlaşan Çalışmalarında, Saf Bir Anlatım Biçimi, İronik Motiflerle Zenginleştirilir. Güncel Akım Ve Eğilimlerin Dışında, Spontan Ve Duyarlı Bir Çizgi Dili Yaratılmaya Çalışılır. Ressam İsmail Türemen'in Eşidir. Sanatçının Yapıtları Yurtiçi Ve Yurt Dışında Özel Koleksiyonlarda, Ürdün-Amman Müzesinde, Lizbon Büyükelçiliği'nde, Bulgaristan Gabrova Müzesi'nde, İzmir Dyo Müzesi'nde Bulunmaktadır.

Atalay Köseoğlu Yada Atalay Köse (1968): (Sanatçı) Yugoslav Göçmeni Olup, İstanbul’da Doğdu. Çocukluğunda İlgi Alanını Oluşturan Kuşlar Bitkiler Gibi Tüm Doğal Unsur Ve Temalara Karşı Yakınlığı, Sevgisi Kendisini Resim Yapmaya Teşvik Etmiştir. 9 Sene Karakalem Çalışmalarının Ardından 80’Li Yıllarda Ergüderler Resim Atölyesi’nde Ressam Ferdi Ergüder, Namiq İsmayilzade, Mikayil Abdullayev Gibi Bakü’lü Ressamların Öğretileri İle Çalışmalarındaki Gelişmeye Hız Vermiştir. Bir Dönem Yerel Bir Dergide Sanat Ve Basın Danışmanlığı Da Yapmıştır. İlk Sergisi Karakalem Resimlerinden Oluşmakta Olup Ortaköy’de, Yurdun Farklı İllerinde Fuar Ve Salonlarında 57 Adet Karma Kişisel Sergi Açmıştır. Hollanda’nın Sanat Danışmanının Daveti Üzere Utrecht’e Gitti. Orada Çalışmalarda Bulundu. İç Mekan Duvar Resim Çalışmaları, Portreler Yaptı. Orada İki Kısa Süreli Sergi Gerçekleştirdi. Sanatçının Serbest, Gerçekçilik, Soyut Ve Modern Temalı Resimleri De Olup Müzayede Evlerinde Satışa Sunulmuştur. Atalay Köseoğlu’nun Eserlerini, Tanınmış Kişi, Kuruluşlar Ve Koleksiyonerler Gelecek Vaad Eder Nitelikte Görüp Koleksiyonuna Katmış Ve Referans Yazıları Vermiştir. Kitap Resimleme Dalında 13 Başarı Plaketi Verilmiştir.

Ekrem Kahraman (1948): 1971 Yılında İstanbul Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünden Mezun Oldu. Çeşitli Orta Öğretim Kurumlarında Öğretmenlik Yaptı. 1989’Da Öğretmenlikten Ayrılarak Profesyonel Sanatçı Yaşamını Tercih Etti. Plastik Sanatlar Alanında Teorik Yazılar Yazdı. Yazıları Çekirdek Sanat, Sanat Çevresi, Türkiye’de Sanat, Genç Sanat Dergilerinde Yayımlandı. 16 Ödül Kazandı, Sanatı Hakkında Çok Sayıda Kitaplar, Kataloglar Ve Broşürler Yayınlandı. Çok Sayıda Resmi Ve Özel Koleksiyonlarda Resimleri Bulunmaktadır.

Hollandalı Sanatçı

Abidin Dino (1913-1993): İlk Desenlerini 1931’De “Artist” Dergisinde Yayımladı. 20 Yaşında D Grubu’nu, 26 Yaşında Liman Grubu’nu Kurdu. 1934’Te Sovyetler Birliği’ne Davet Edildi, Lenfilm Stüdyoları’nda Ressam Olarak Çalıştı, Sovyet Yönetmenlerle Film Çekimlerine Katıldı, Stanislavski İçin Sahne Krokileri Çizdi. 1937’De Paris’te Gertrude Stein İle Bir Operanın Dekorları Üzerine Çalıştı. 1941’De Anadolu’ya Sürgün Edildi. 1952’De Paris’e Yerleşti; Kısa Bir Süre Tristan Tzara’nın Aracılığı İle Girdiği Picasso’nun Valluaruis’deki Atölyesinde Çalıştı. 1955’Te Galerie Kleber’de Açtığı İlk Kişisel Sergisini Takip Eden Yarım Asırda Eserleri New York, Moskova, Amsterdam, Atina, Prag, Zürih, Milano, Roma Ve Paris’in De Aralarında Bulunduğu Pek Çok Farklı Kentte İzlendi. Paris, Musée De L’art Moderne De La Ville, Adibin’in Resimlerini Koleksiyonuna Kattı. Abidin Dino 1979’Da Fransa Plastik Sanatlar Derneği (Unap) Onur Başkanlığına Seçildi. Türkiye’deki İlk Sergisi 1964’Te, İstanbul’da Bulunan Galeri 1’De Düzenlendi. Abidin’in Kişisel Sergileri Daha Sonra Ankara, İstanbul Ve İzmir’de Devam Etti, Ayrıca Eserleri Farklı Temalar Etrafında Düzenlenen Sayısız Karma Sergide Yer Aldı. 1984’Te Galeri Nev, Abidin Dino’nun “El” Desenleriyle Açıldı. Aradan Geçen Yirmi Yılı Aşkın Zamanda Nev, Abidin’in On İki Ayrı Kişisel Sergisine Ev Sahipliği Yaptı On Ayrı Desen Kitabını Yayımladı.

Ali Rıza Beyazıt (1883-1963): 1883 İstanbul Doğumlu Olan Ali Rıza Beyazıt, Eyüp Sultan Veteriner Ve Eczacı Askeri Rüştiyesi'ni, Daha Sonra Kuleli Askeri Lisesi Ve Harbiye'yi Bitirerek 1907'De Teğmen Olarak Askeri Yaşamına Başlamıştır. Asker Kökenli Ressamlarımızdan Biri Olan Ali Rıza Beyazıt, Harp Okulu'ndayken Dönemin Önemli Ressamlarından Olan Hoca Ali Rıza Ve Halil Paşa'dan Resim Dersi Almıştır. Çocukluğundan Beri Bu Sanata Yeteneği Olan Ressamın Eserlerinde Hoca Ali Rıza Ve Halil Paşa'nın Etkileri Görülür. Tabiattan Aldığı Konuları Kendi Görüş Ve Sezişleriyle Tuvallerine Aktaran Ali Rıza Beyazıt İçin Peyzaj Ustası Demek Hiç De Yanlış Olmaz. 1963 Yılında Ölen Ressamımızın Eserleri Pek Çok Özel Koleksiyonlarda Yer Almaktadır.

Selahattin Kara (1958): 1978 Yılında Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü Bitirdi. 1979-84 Yılları Arasında Resim Öğretmenliği Yaptı. İki Yüzün Üzerinde Karma Sergiye Katılan Sanatçı, 1984'Den Beri Çalışmalarına İstanbul'daki Atölyesinde Devam Etmektedir.

İlhan Kılınç: 1964 Gaziantep Doğumlu, Rıza Kerimi'nin Öğrencisidir. İlk Ve Ortaokulu Gaziantep İlinde Okuduktan Sonra Babasının İsteği Üzerine Resim Dersleri Almaya Başlamıştır. Sonra Ki Yıllarda Birçok Ünlü Ressamdan Resim Dersi Almaya Devam Eden Ressam İlhan Kılınç Çeşitli Sergiler Ve Etkinliklerde Görücüye Çıkmıştır. Eserlerinde Genellikler İstanbul Temaları Çoğunluktadır. İlhan Kılınç Severek Çalıştığı Orman Ve Natürmortları Meşhurdur. Özellikle Üzüm Resimlerinde Oldukça Başarılıdır. Sanatçı Bu Tekniği Hocası Rıza Kerimi Den Öğrenmiştir. Türkiye De Üstüne Yoktur Desek Yeridir. Üzümün Resim Sanatında Nar Gibi Ayrı Bir Yeri Vardır. Sanatçı Natürmort Te Hayli Başarılıdır.

Habib Gerez: Ressam, Şair Ve Yazar… Elli Üç Yıldan Beri Çalışmalarını&Nbsp;Farklı Sanat Alanlarında Sürdürmektedir. 33'Ü Yurt Dışında Olmak Üzere 120 Kişisel Sergi Açtı. Katıldığı Yarışmalardan Resim Ve Şiir Dallarında Altmış Üç Ödül Aldı. Türkiye'nin En Çok Ödül Alan Sanatçısı Olmasının Yanı Sıra&Nbsp;En Alçak Gönüllü Sanatçısı Olmasıyla Da Tanınır. “Sanatın Kulu Kölesiyim." Diyen Sanatçı, "Böyle Kölelik Dostlar Başına" Diyor. İstanbul, Beyoğlu'ndaki Evini Müzeye Dönüştüren Habip Gerez, Her Gelen Sanat Meraklısına Ev-Müze'sini Gezdirmekten Büyük Haz Duyuyor. Çok Düzenli&Nbsp;Ciltlenmiş Olarak Sakladığı Kendisiyle İlgili Basın Haberlerini, Ödüllerini, Anılarını Ve Resimlerini Çok Özenli Bir Şekilde Arşivlemiş. Yapıtları Fransa'da Loukine (Arsonval ) Müzesi İle Troyes Güzel Sanatlar Müzesi'nde, Belçika'da Herstal Müzesi'nde, A.B.D.' De Judah Magnes Müzesi'nde, İsrail'de Jewish Art Ve Ben Ari Müzelerinde Bulunmaktadır. Akademisyen Unvanına Sahip Olup, Yurtdışındaki Altı Akademi'nin Fahri Üyesi Ve Avrupa Konseyi'ne Bağlı Avrupa Akademisi'nin Türkiye'deki Temsilcisidir. 28 Haziran 1998' De İtalya'da Düzenlenen Ödül Töreninde, Adı Geçen Akademi Her Yıl Yalnızca Bir Kişiye Verilen Avrupa Büyük Ödülü'nü, Elli Yıla Yakın Etkinlikleri Nedeniyle Kendisine Vermiştir. Onbir Şiir Kitabı Yayınladı. Şiirlerinin Bir Bölümü Yabancı Dillere Çevrilerek Kitap Halinde Basıldı.

Şahin Paksoy (1952): Türkiye’deki Çok Çeşitli Kültürlerin İçinden Çıkan Ve Bu Toprakların Meydana Getirdiği Özellikleri Kullanarak, Hayal Süzgecinden Geçen İmleri Yapıtına Aktarıyor Sanatçı… Bu Oluşumu Yaratabilmek İçin Orta Asya’ya, Anadolu’ya, Bizans’a, Selçuklu’ya Ve Osmanlı’ya Bakıyor. Onların Resmi Değerlendirme Tarzını Kendi Hayal Dünyasında Kurup, Çağdaş Türk Resmini Ortaya Koymaya Çalışıyor. Kısılan Gözlerde Bazen Osmanlı Minyatürleri, Bazen Bizans İkonaları, Bazen İse Selçuklu Halıları Bizi Karşılıyor.

Şahin Paksoy (1952): Türkiye’deki Çok Çeşitli Kültürlerin İçinden Çıkan Ve Bu Toprakların Meydana Getirdiği Özellikleri Kullanarak, Hayal Süzgecinden Geçen İmleri Yapıtına Aktarıyor Sanatçı… Bu Oluşumu Yaratabilmek İçin Orta Asya’ya, Anadolu’ya, Bizans’a, Selçuklu’ya Ve Osmanlı’ya Bakıyor. Onların Resmi Değerlendirme Tarzını Kendi Hayal Dünyasında Kurup, Çağdaş Türk Resmini Ortaya Koymaya Çalışıyor. Kısılan Gözlerde Bazen Osmanlı Minyatürleri, Bazen Bizans İkonaları, Bazen İse Selçuklu Halıları Bizi Karşılıyor.

İbrahim Safi (1898-1983): Küçük Yaşta Resim Yapmaya Başladı. On Yaşında, Annesinin Portresini Çizdi. Erivan Lisesi'nde Öğrenimini Sürdürürken Resim Öğretmeni Kolzska Ve Resim Eğitimi Görmüş Akrabalarıyla Çalıştı. Rus Ressamı Repin'den Etkilendi. İlk Çalışmaları Onun Etkilerini Taşır. 1918'De Ailesiyle Birlikte İstanbul'a Yerleşti. Sanayi-İ Nefise Mekteb-İ Âlisi'ne Girdi, Namık İsmail Atölyesinde Çalıştı. 1923'De Mezun Oldu. Namık İsmail'in Yanındaki Çalışmalarını 1930'A Kadar Sürdürdü. 1924-1925 Yıllarında Atatürk Portreleri Çizdi. İlk Sergisini 1946'Da İstanbul'da Gerçekleştirdi. Güzel Sanatlar Birliği Sergilerine, Çeşitli Karma Sergilere Katıldı. 1955'Ten Sonra İsviçre, Münih, Köln, Frankfurt, Bonn, Viyana, Roma, Paris, Marsilya, Atina Olmak Üzere Yurtdışında 10 Yıl Süreyle Araştırmalar Yaptı, Sergiler Düzenledi. Çok Üreten Bir Sanatçı Olarak Tanındı. 1983'De İstanbul Odakule'de Düzenlenen 100. Sergisinin Açılışından Bir Gün Sonra Öldü. Ölümünden Kısa Bir Süre Sonra Aynı Yerde Adına Bir Retrospektif Sergi Düzenlendi. Naci Kalmukoğlu İle Birlikte Resimler Gerçekleştirdi. Klasik Ve Gerçekçi Çizgilerle İzlenimci Duyarlığı Birleştirdi. Resimlerinde Renkçi Bir Anlayışla, İşlek Fırça Vuruşları Kullandı. Çallı Kuşağının Portre Ölü Doğa Ve Manzara Geleneğine Bağlı Kaldı. Konuları Arasında Kırsal Kesim Ve Kent Görünümleri, Günlük Yaşam Sahneleri, Halktan Özgün Kişilerin Tiplemeleri, Folklorik Düzenlemeler, Belgesel, Tarihsel Nitelikli Yapıların Yanısıra, Değişik Avrupa Kentleri İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Kilyos Gibi Yörelerden Sokak, Cami, Kaleiçi Evleri Gibi Zengin Bir İzlenim Birikimi Yer Aldı.

İbrahim Balaban (1921-2019): 1953 Yılında İlk Kişisel Sergisini İstanbul’da Açtı. 1962 Yılında “Yeni Dal Grubu” Sergisi Kapatıldı Ve Ressam Arkadaşlarıyla Birikte Tutuklanarak Balmumcu Kışla’sına Kapatıldı Ve Askeri Mahkeme’ce Yargılandı. Balaban, Bu Güne Kadar “Şair Baba”Sının İstediği Gibi “Kan Gütmeden” 2000 Den Fazla Tablo Ve Bunun Birkaç Katı Kadar Desen Üreterek 30’U Aşkın Kişisel Sergi Açtı, Birçok Karma Ve Grup Sergilerine Katıldı. Ayrıca; Anılar, Denemeler (Resim Sanatı Üzerine), Hikayeler Ve İkisi Roman Olmak Üzere Yayınlanmış 12 Kitabı Vardır. 1953 Yılında Açıldığı İlk Kişisel Sergisinin Ardından; Bu Güne Değin 30'Dan Fazla Kişisel Sergi İle Birlikte 2000 ‘Nin Üzerinde Resim Ve Bunların Birkaç Katı Desen Yapar. Bir Çok Karma Ve Grup Sergilerine Katılır. Yaşantılarının Yazma Serüveninde Anılar, Resim Sanatı Üzerine Denemeler, Hikayeler Ve İkisi De Roman Olan 12 Kitabı Basılır. 2007 Yılında Reis Çelik' İn Yönettiği Mülteci Filminde Bir Nakkaşçı Rolünü Canlandırır. Tabloları Bir Çok Koleksiyonda Yer Alan Balaban 1996 Da Unesco Uluslar Arası Plastik Sanatlar Derneği'nin Onur Üyesi Olmuş. Pek Çok Ödülün Yanı Sıra Fahri Doktora Ve Profösörlük Ünvanı Verilmiştir. Kürsülerde Türk Resmini Ve Türk Sanatını Anlatmıştır. İstanbul Da Cihangir'de Ki Evinde ‘Gölge Etme Başka İhsan İstemem' Sözünü Hatırlatan Diyojen Gibi Yaşadığı Evinde Büyük Bir Yaşam Sevinciyle Çalışmalarına Devam Etmektedir.

Ressam, Devlet Sanatçısı, Akademisyen, Güzel Sanatlar Profesörü. 1937, Uşak Doğumlu. İlköğrenimini Kendi Balıkesir Gazi İlkokulu’nda, Liseyi İse Balıkesir Lisesi’nde Tamamladıktan Sonra Şimdiki Adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne Yetenek Sınavını Kazanarak 1955 Yılında Girdi. Halil Dikmen Ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun Öğrencisi Olarak 1959’Da Mezun Oldu. İlk Sergisini Daha Lise Öğrencisi İken Türk Amerikan Derneği’nde Açtı. Arkadaşlarıyla Aynı Yıl Soyutçu 7’Ler Grubunu Kurdu. 1962 Yılında Akademi’ye Asistan Olarak Girdi. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cemal Tollu Ve Cevat Dereli Atölyelerinde Görev Aldı. Altan Gürman, Adnan Çoker, Sarkis Ve Tülay Tura İle Mavi Grup’u1963 Yılında Kurduktan Sonra İspanya Hükümeti’nin Sanat Bursu Sınavlarını Kazanarak Gittiği Madrid Ve Barcelona’da Başladığı Sanat Araştırmalarına Paris Ve Londra’da Devam Etti. 1970 Yılında Doçent Oldu. Türkiye Çağdaş Ressamlar Ve Görsel Sanatçılar Derneği Başkanlığı, 1979-1982 Yılları Arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi Müdürlüğü Görevlerinde Bulunan Devrim Erbil, 1981 Yılında Profesör Oldu. 1985’Te Başladığı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanlığını Üç Yıl Sürdürdü. 1988’ İle 1990 Yılları Arası Yıldız Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Bölüm Başkanlığı, Yapan Sanatçı, 1990 Yılında Bu Kez Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcılığı Görevine Getirildi. 1991 Yılında Devlet Sanatçısı Unvanını Aldı. 2004 Yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Emekli Oldu. 2004'Te Balıkesir Belediyesi’nce Devrim Erbil Çağdaş Sanat Müzesi Adıyla Kişisel Müzesi Açıldı. Sanatçı, Sonra Doğuş Üniversitesi'nde Sanat Ve Tasarım Fakültesi Dekanı Olarak Göreve Başladı Ve Halen Öğretim Üyeliği Görevini Sürdürmektedir. Ayrıca İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesidir. 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Ve Sanat Büyük Ödülleri'nde;"Resim" Dalındaki Ödül, "Kültürel Geleneklere Bağlantılı Çalışmaları Ve Peyzaj Tasvirlerine Yönelik Soyut Çalışmalarıyla Türk Resmine Getirdiği Farklılık Ve Resmin Özgün Temsilcilerinden Birisi Olmasından Dolayı" Devrim Erbil'e Verildi.

Gazi Şansoy (1968): Marmara Üniversitesi G. S. F. Grafik Bölümü'nden 1993 Yılında Mezun Oldu. 1997 Yılında Prof. Mustafa Aslıer Danışmanlığında "Tahta Baskı Tarihi Ve Günümüzdeki Uygulamaları" Başlıklı Yütezini Verdi. Okul Döneminde Özgün Baskı Resim Alanındaki Çalışmaları Ve Özellikle Tahta Baskılarıyla Öne Çıktı. Gazi Sansoy, 1995 Ten Beri Çeşitli Deneysel Yöntemlerle Araştırıp Geliştirdiği, Ağırlıklı Olarak Fotoğraf Ve Akrilik Boyadan Yararlanarak Çalıştığı Teknikle Resimlerini Oluşturmaktadır. Sanatçının Çok Sayıda Karma Sergide Ve Devlet Resim Sergileri Gibi Yarışmalı Sergilerde Yapıtları Sergilendi.1997 Yılında Belçika'da Yapılan Avrupa Resim Yarışması Çerçevesinde Ülkemizi Yurt Dışında Temsil Etti. Halen Belçika Ve Amerika'da Çeşitli Özel Galerilerle Çalışmaktadır. Sanatçının Ercüment Kalmık Vakfı'ndan Aldığı Özgün Baskı Dalında Bir De Ödülü Bulunmaktadır. 2007 Yılında Ütopya Platform Sanat Galerisini Kurdu. Sanatçı 8 Kişisel Sergi Açmıştır. Gazi Sansoy, Kızıltoprak'ta Ki Atölyesinde Çalışmalarını Sürdürüyor.

Necdet Kalay (1932-1986): İstanbul Ticaret Lisesi'ni Bitirdi. Resme İlgisi Öğretmeni Faruk Morel'le Gelişti. Liseden Sonra Yüksek Ticaret Okulu'na Devam Etti. O Yıllarda Şeref Akdik İle Tanıştı. 1954-1957 Yılları Arasında Güzel Sanatlar Akademisi'ne Konuk Öğrenci Olarak Gitti, Tanınmış Kişilerle Tanıştı. Sanat Yaşantısı 1958'De Başladı. 1958'De, Ankara'da Düzenlenen Güzel Sanatlar Birliği Sergisi'ne Resmi Kabul Edildi, İlk Kişisel Sergisini 1959'Da İstanbul'da Açtı. Değişik İşlerde Çalıştı. 1969'Da Ek İşleri Bırakarak Geçimini Resimle Sağladı. Birçok Kişisel Sergi Açtı, Yurtiçinde Ve Yurtdışında Çeşitli Ülkelerde Sergilere Katıldı. Şeref Akdik'le Desen Temelini Pekiştirdi. Hasan Vecih Bereketoğlu Ve Hikmet Onat'la Doğada Çalıştı. İzlenimci Anlayışı Benimsedi. Bir Süre Ekspresyonist Resimler Yaptı. Manzaralara Ağırlık Verdi. Bunun Yanısıra, Gurbetçiler, Köylü Kadınlar, Yöresel Konut Mimarisi Gibi Konulan Resimledi. Anadolu Bozkırından Etkilendi. Yapıtlarında Pastel Renkleri, Grinin Tonlarını Kullandı.

İlyas Yılmaz: Yaklaşık 20 Senedir Resim Sanatı İle Uğraşan Sanatçı İlyas Yılmaz Kendine Özgü Teknikleriyle Dikkat Çekiyor. Başlangıçta Hobi Olarak Başladığı Resim Sanatını Son 10 Yıldır Mesleği Olarak Mecidiyeköy’de Bulunan Atölyesinde İcra Eden Sanatçının Son 5 Yıldır Geliştirdiği Ve Kendi İsmini Verdiği “Elias” Tekniği İle Yaptığı Çalışmalar Büyük İlgi Görüyor.

Nur Göksu: 1946 Yılında Doğan Sanatçı, 1976 Yılında Başlayan Resim Çalışmalarını "Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu" Erol Eti Atölyesinde Misafir Öğrenci Olarak Sürdürdü. 29 Kişisel, 172 De Karma Sergiye Katıldı. Güzel Sanatlar Birliği (Eski Adı İle "Osmanlı Ressamlar Cemiyeti"), Gesam (Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) Ve Ressamlar Derneği Üyesi Olan Sanatçı Bu Derneklerde 9 Yıl Süre İle Yönetim Kurulu Üyeliği Ve Genel Sekreterlik Görevlerini Yürüttü. Nur Göksu, Tutkulu Bir Biçimde Sevdiği Doğayı Ve Renkleri Kendi Düşünce Dünyasından Süzerek, Yalnızca Tuvalde Saklı Kalacak Düşsel Natürmort Ve Peyzajlarını Emprestyonist Bir Anlayışla Tuvale Yansıtmaktadır.

Cumhur Özer (1948): 1976 Yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü, Devrim Erbil Atölyesi’nden Mezun Oldu. Berlin’de Dinsel İçerikli Duvar Resimleri Üzerinde Bir Süre Çalıştıktan Sonra Dönüşünde Aya Yorgi Rum Kilisesi’nin Duvarlarını Resimledi. İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları Ve Harbiye Kent Oyuncuları İle Tiyatro Çalışmaları Oldu. Balikesir Çağdaş Sanat Müzesinde De Eserleri Bulunmakta. 1973 Yılından Bu Yana 25’İ Aşkın Karma Ve Kişisel Sergisi Gerçekleştirmiştir.

En Az 100 Yıllık Eser Bir Eserdir.

Döneminin Antika Çerçevesinde